Şizofreni, bireyin düşünme biçimini, çevresini algılayışını, dünyayla olan etkileşimini ve davranışlarını derinden etkileyen kronik ancak tedavi edilebilir bir akıl hastalığıdır. Hastalık kişinin gerçek ile gerçek olmayanı ayırt etmesini zorlaştırır.
Şizofreni hastalığının erken dönemlerinde insanlar çevrelerindeki şeylerin farklı veya garip göründüğünü hissedebilirler. Konsantre olma, iletişim kurma ya da olağan faaliyetlerine katılma konusunda sorunlar yaşamaya başlayabilirler. Bu dönemde çabuk sinirlenme, kaygı hissi, keyifsizlik, isteksizlik, içe kapanma, sosyal ilişkilerde azalma, ders başarısında düşme, mesleki yaşantıda başarısızlık gibi belirtiler görülebilmektedir. Şizofreninin erken dönem belirtileri kişinin yakın çevresine “bir şeylerin yolunda gitmediği” sinyalleri verir ancak, bunun tam olarak ne olduğunu ilk anda belirlemek oldukça zordur.
Hastalığın ilk atak döneminde (alevli dönemi) kişinin gerçeklikle bağının koptuğuna işaret eden halüsinasyon (ortada bir duyusal uyaran olmamasına rağmen ses, görüntü, dokunma olarak algılama), hezeyan (takip edildiğini düşünme, özel yetenekleri olduğunu düşünme vb.), garip konuşma (birbiriyle alakasız cümleler kurma, konuşmanın ortasında duraksama, aynı kelimeyi tekrar etme ya da yeni kelimeler türetme vb.) ve garip davranışlar (amaçsızca aynı hareketi tekrar tekrar yapma vb.) belirgin şekilde ortaya çıkar. Bu renkli belirtilerin dışında gündelik hayatı planlama ve uygulamada zorluk çekme, monoton ses tonu ve donuk yüz ifadesi (jest/mimik kullanmama), günlük aktivitelerden zevk almama veya ilgisini kaybetme gibi belirtilerde görülür. Şizofreni hastalığında yukarıda bahsedilen belirtilerin hepsi bir arada görülebileceği gibi, sadece birine ya da birkaçına rastlanabilen tablolar da bulunmaktadır. Bu dönemde kişinin iş ve aile yaşantısı genellikle görünür şekilde bozulduğundan ilk hekim başvuruları bu dönemde olmaktadır.
Bu belirtiler farklı bir sağlık sorunu nedeniyle de yaşanıyor olabilir ve bu belirtilere sahip olan herkesin şizofreni olduğunu söylemek doğru olmaz. Semptomlar gösteren kişilerin mümkün olan en kısa sürede bir hekime başvurması önerilir.
Şizofreni genetik nedenler, çevresel etmenler, beyin yapısı ve hormonal nedenler gibi birçok faktörün etkisi ile ortaya çıkar. Toplumda görülme sıklığı %1’dir. Hastalığın başlangıç yaşı cinsiyete göre farklılık gösterir. Erkeklerde genellikle 15-25, kadınlarda ise 25-35 yaşları arasında görülür Kadınlarda menopoz sonrası da görülme riski artar.
Günümüzde şizofreni tedavisinde çok yönlü bir yaklaşım yararlı bulunmaktadır. Güncel tedavide temelde ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Hastalığın özellikle akut döneminde hastaların hastanede yatarak tedavi görmesi gerekebilir. Günümüzde her gün ağızdan ilaç almakta zorlanan, tedavi uyumu kötü hastalar için farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. Şizofreni tedavisi yaşam boyu süren bir süreçtir ve ilaç tedavisi hekimin bilgisi ve onayı olmadan kesilmemelidir. İlaç tedavisinin aniden kesilmesi hastalığın yeniden alevlenmesine yol açabilir. Bu nedenle düzenli doktor takibi tedavi sürecinde önemlidir.
Şizofreni tedavisinde ilk sırada farmakolojik tedavi yer alsa da hastalarda psikososyal müdahaleler de tedavi programlarının ayrılmaz birer parçasıdır. Hastaların yaşam kalitesini ve tedavi uyumunu arttırmak adına sosyal ilişkilerinin iyileştirilmesi ve problem çözme becerilerinin kazandırılması önerilmektedir. Psikososyal tedaviler hastaların ilaç tedavisine uyumunu artırmaya ve hastanede yatarak tedavi görme ihtiyacının azalmasına yardımcı olabilir. Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri, şizofreni hastaların ve ailelerin bilgilendirildiği, hastanın ayaktan takip ve tedavisinin yapıldığı; iş-uğraş terapisi, rehabilitasyon, psikoeğitim, grup veya bireysel terapi uygulanarak hastanın toplum içinde yaşama becerilerinin artırılmasını hedefleyen, psikiyatri klinikleri ile ilişki içinde çalışan ve gerektiğinde hastanın yaşadığı yerde takibini yapan birimler olarak çalışmaktadır.
Şizofreni hastalığı için mevcut tedaviler, kişinin belirtileri yönetmelerine, günlük işlevlerini sürdürebilmesi, eğitimlerine ve iş hayatlarına devam edebilmesi ve kişiler arası ilişkiler kurmak gibi kişisel yaşam hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaya odaklanmaktadır.