- Depresyon, kişinin duygu durumunu, düşüncelerini ve davranışlarını olumsuz etkileyen yaygın ve ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
- Bireyin duygu durumunda belirgin bir çöküş, ilgi ve zevk kaybı ile karakterizedir. Sürekli üzüntü, ilgi kaybı, suçluluk duygusu, düşük özsaygı, uyku ya da iştah bozuklukları, yorgunluk ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösterir.
- Bazı bireylerde dikkat dağınıklığı, karar vermekte zorlanma ve hatta intihar düşünceleri de ortaya çıkabilir. Günlük yaşamı sürdürmeyi zorlaştırabilir ve zamanında destek alınmazsa kişinin işlevselliğini önemli ölçüde düşürebilir.
- Neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde üzüntü, boşluk veya umutsuzluk hissi.
- Daha önce keyif alınan etkinliklere karşı belirgin ilgi azalması veya zevk alamama.
- Sürekli yorgunluk ve bitkinlik hali.
- Uykusuzluk veya aşırı uyuma, kilo kaybı ya da çok kilo alma.
- Kendini aşırı suçlama, değersiz hissetme.
- Düşünme ve konsantrasyon güçlüğü
- Ölüm veya intihar düşünceleri; ölüm korkusunun ötesinde, intihar düşünceleri veya girişimleri.
Depresyon, bireyin toplumsal ilişkilerini, aile yaşamını, iş ve okul performansını olumsuz etkileyerek yaşamın tüm alanlarında zorluklara yol açabilir.
Depresif dönemler; belirtilerin sayısı, şiddeti ve kişinin günlük işlevlerini ne ölçüde etkilediğine bağlı olarak hafif, orta ve şiddetli düzeyde sınıflandırılır.
“Herkes zaman zaman kendisini çökkün, mutsuz ve geleceğe dair karamsar hissettiği dönemlerden geçebilir. Ancak bu durumun bir hastalık olarak değerlendirilebilmesi için en az iki hafta süreyle devam etmesi ve kişinin işlevselliğini yani gün içinde farklı alanlardaki performansını (iş, okul, aile ilişkileri gibi) belirgin düzeyde olumsuz etkilemesi gerekir.”
- Depresyon ve diğer ruhsal hastalıklar için ruhsal rahatsızlığın ortaya çıkış nedenleri birey bazında özel olarak ele alınmalıdır.
- Ruhsal rahatsızlıklar tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmazlar. Biyopsikososyal faktörlere bağlı olarak gelişebilirler. Yani,
- Biyolojik (genetik yatkınlıklar, çeşitli fiziksel hastalıklar gibi)
- Psikolojik (zorlu yaşam olayları, bazı kişilik özellikleri, çocukluk travmaları gibi)
- Sosyal (sosyal destek eksiklikleri gibi)
faktörler etkili olabilirler.
- Depresyon, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de en sık rastlanan ruhsal bozukluklardan biridir.
- Bireylerin yaşam kalitesini düşürür, işlevselliğini bozar ve ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturur.
- Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022 Türkiye Sağlık Araştırması’na göre,
- 15 yaş ve üzeri bireylerde depresyon belirtisi gösterenlerin oranı %6.2’dir;
- Bu oran erkeklerde %4.2, kadınlarda ise %8.1’dir.
- Benzer şekilde, Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışmasında son 12 ay içinde depresif nöbet geçirenlerin oranı,
- Kadınlarda %5.4,
- Erkeklerde %2.3,
- Denel nüfusta ise %4.0
olarak bildirilmiştir.
- Kadınlarda depresyon erkeklere kıyasla yaklaşık iki kat daha sık görülmektedir.
Depresyon, erken tanı ve uygun tedaviyle yönetilebilen bir ruh sağlığı bozukluğudur. Günümüzde etkili psikolojik yaklaşımlar ve ilaç tedavileriyle depresyonun belirtileri azaltılmakta ve bireyin yaşam kalitesi önemli ölçüde arttığı görülmektedir.
Tedavi Yöntemleri
- Depresyonun tedavisi,
- Bireyin yaşadığı belirtilerin şiddetine,
- Eşlik eden durumlara
- İhtiyaçlarına göre planlanmaktadır.
- Depresyon tedavisi genellikle psikoterapi, ilaç tedavisi ve psiko-sosyal destek uygulamalarını içermektedir.
- Hafif düzeyde depresyonda psikoterapi ilk sırada tercih edilirken, orta ve ağır olgularda antidepresan ilaçlar bu tedavilere eklenebilir.
- Zaman zaman ilaç tedavilerine ek olarak ya da tek başına elektrokonvulsif tedavi (EKT) (halk arasında bilinen ifadesi şok tedavisi), transkranial magnetik stimulasyon (TMS), derin beyin stimulasyonu (DBS) gibi tedaviler de uygulanabilir.
- Hangi tedavinin uygun olacağını doktorunuzla konuşarak netleştirmeniz gerekmektedir!
- Hafif şiddette depresyonun tedavisinde ilk seçenek genellikle psikolojik tedavilerdir. Bu yöntemler, bireyin düşünce yapısını, başa çıkma becerilerini ve sosyal ilişkilerini yeniden yapılandırmayı hedefler.
- Hafif depresyon vakalarında yalnızca psikolojik destek yeterli olabilirken, orta ve şiddetli vakalarda ilaç tedavisiyle birlikte uygulanması önerilir.
- En sık kullanılan yöntemlerden biri bilişsel davranışçı terapidir; bireysel terapiye ek olarak grup terapileri de duygusal paylaşımı artırarak tedaviye katkı sağlar.
- Tedaviden yarar görmek için mutlaka düzenli tedavi almanız gerekir. Bu terapi alıyorsanız düzenli gitmenizi, ilaç tedavisi uygulanıyorsa ilaçlarını düzenli kullanmanızı gerektirir.
- İlaç kullanırken dikkat edilmesi gerekenler:
- İlaç kullanıyorum ama işe yaramadı mı acaba?
İlaç tedavilerine yanıt alınıp alınamadığı konusunda ilaca başlandıktan 2 ila 4 hafta sonra değerlendirme yapılır. Çünkü ilaçların etkisinin ortaya çıkması için belirli bir zaman geçmesi gerekmektedir. Bu süre kişiler arasında, yaş, başka hastalıkların olması gibi özelliklerden etkilenebileceğinden doktorunuzdan bilgi almanız gereklidir.
- İlaç kullanırken alkol kullanmaktan kaçının.
- İlacınızı zamanında ve size önerilen miktarda, önerilen süre kullanın.
- İlaçlarınızı doktorunuza danışmadan kesmeyin.
Antidepresan ilaçlar bağımlılık yapar mı?
Antidepresan ilaçlar bağımlılık yapmaz. İlacı doktor tarafından önerildiği şekilde kesmeyip aniden bıraktığınızda bazı ilaçların özellikleri nedeniyle bir süre kas ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, titreme, terleme, tansiyon değişiklikleri gibi belirtiler yaşayabilirsiniz. Bu belirtiler hiçbir şey yapmasanız da kendiliğinden zamanla geçecektir. Ancak bu durumu yaşamamak için doktorunuzla görüşerek ilaçlarınızı kesmeniz daha doğru olacaktır.
İlaç Tedavisi
Orta ve şiddetli depresyon vakalarında, özellikle psikolojik tedaviyle birlikte antidepresan ilaçlar kullanılırlar. Farklı ilaçlar bu alanda kullanılmakla birlikte en sık kullanılan ilaç gruplarından biri, seçici serotonin geri alım inhibitörleridir.
Tedavi planı oluşturulurken birçok unsurlar dikkate alınır. Örneğin,
- İlacın potansiyel yan etkileri,
- Bireyin tercihleri ve tedaviye uyumlu olup olmadığı,
- Bireyin varsa diğer hastalıkları ve kullandığı ilaçlar…
Depresif hissediyorsam ne yapmalıyım?
- Aile hekiminiz:
Öncelikle aile hekiminizle bu konuda konuşabilirsiniz. Aile hekiminiz sizin bir hastalığınız olup olmadığını tespit ederek uygun şekilde tedavinizi planlayacak ya da sizi gerekli görmesi halinde yönlendirecektir.
- Sağlıklı Hayat Merkez’lerine başvurabilirsiniz.
Sağlıklı Hayat Merkezlerinde psikologlardan destek alabilir, kendi kendine yardım ya da problem çözme gibi programlara katılabilirsiniz. Gerekli durumlarda merkezdeki psikologlarımız sizleri birinci, ikinci, üçüncü basamak tedavi merkezlerine başvurmanız konusunda bilgilendirecektir.
- Psikiyatristlerden randevu alabilirsiniz.
MHRS aracılığı ile ilinizdeki ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından randevu alabilirsiniz. Muayeneniz sonucunda sizin bir hastalığınız olup olmadığı tespit edilerek uygun
Depresyonda olan bireyler için kendine öz destek sağlamak, iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Bu süreçte ilk adım, yaşanan duyguları bastırmak ya da yok saymak yerine kabul etmeye çalışmaktır. Kişinin kendine karşı anlayışlı ve nazik bir tutum geliştirmesi, suçlayıcı ya da yargılayıcı iç sesin yerini şefkatli bir yaklaşıma bırakmasını sağlar.
Küçük adımlarla oluşturulan günlük bir rutin, belirsizlik ve çaresizlik duygularını azaltabilir.
Fiziksel hareketlilik, özellikle kısa yürüyüşler ya da basit egzersizler, hem bedeni hem de ruh halini olumlu yönde etkileyebilir.
Bu dönemde uyku düzenine dikkat etmek, dengeli beslenmek ve yeterli su tüketmek de genel iyilik halini destekler.
Bireyin kendisinden büyük beklentiler içine girmemesi, ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler belirlemesi motivasyonun sürdürülebilir olmasına katkı sağlar.
Bu süreçte sosyal destek de büyük önem taşır. Yakın çevreyle duygularını paylaşmak, kişinin yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olur.
Bununla birlikte, depresyonun bir zayıflık değil, tedavi edilebilir bir ruhsal sağlık sorunu olduğu unutulmamalı ve ihtiyaç duyulduğunda profesyonel destek almaktan çekinilmemelidir.