Ankara Etlik Şehir Hastanesi Obezite Merkezi Ziyareti yapılmıştır

Obezite ile mücadele hizmetlerinin bir parçası olan Obezite Merkezlerimizden Ankara Etlik Şehir Hastanesi Daire Başkanımız Doç. Dr. Mustafa Kemal BAŞARALI ve daire çalışanlarımızdan Uzm. Dr. Özlem SARIŞEN ADIGÜZEL, Diyetisyen Nermin ÇELİKAY, Ebe Meryem SAYGI'dan oluşan bir ekiple ziyaret edilmiştir. Merkez sorumlu hekimi Uzm. Dr. Harun KARABACAK ve ekip üyelerinden çalışmalar ile ilgili bilgi alınmıştır.

Etlik Sehir Hastanesi 22 05 2023

Ankara İli Sağlıklı Hayat Merkezi Ziyaretleri Mayıs 2023'de Yapılmıştır

Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM); sağlığa yönelik risklerden birey ve toplumu korumak, sağlıklı hayat tarzını teşvik etmek, birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve bu hizmetlere ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla kurulan çok amaçlı yapılardır. SHM’ler, toplum sağlığı merkezine bağlı ek hizmet birimi olarak faaliyet göstermektedir.

Daire Başkanlığımızın görev alanına giren konularda bilgi alışverişi yapmak ve yerinde incelemek için Ankara’da faaliyet gösteren SHM’lerimizden Gölbaşı SHM, Çankaya SHM, Sincan SHM ,Yenimahalle Kaletepe SHM ve Altındağ SHM Daire Başkanımız Doç. Dr. Mustafa Kemal BAŞARALI ve daire çalışanlarımızdan Uzm. Dr. Özlem SARIŞEN ADIGÜZEL, Diyetisyen Nermin ÇELİKAY, Diyetisyen Betül ÇİÇEK'den oluşan bir ekiple ziyaret edilmiştir. 

SHM’lerde yürütülen danışmanlık faaliyetleri ve yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi alınmış hizmetin iyileştirilmesi için neler yapılabileceği görüşülmüştür.

2
5
4
3
1

Dünya Su Günü 2023

Su Tüketiminin Sağlık Açısından Önemi ve Suyun Önemi

Su, insan yaşamı için vazgeçilmezdir. İklim değişikliği ve gelecekteki su gereksinimlerini düşünerek su kaynaklarımızı dikkatli harcamak gelecek nesillerimize borcumuzdur. 2023 Dünya Su Günü teması olarak su ve sanitasyon krizini çözmek için değişimi hızlandırmak ve suya hakettiği hayati değeri vermek her insanımızın görevidir.

Suyun vücut çalışmasındaki görevleri saymakla bitmemekle birlikte yiyeceklerin sindirimi, emilimi, taşınması, hücrede biyokimyasal tepkimelerin oluşumu, organizmadan zararlı maddelerin atımı, vücut ısısının denetimi ve eklemler arası kayganlığın sağlanması suyun başlıca işlevleridir.Su ve içecekler vücut su dengesinin korunmasında önemlidir. Günde böbreklerden 1500 mL, deriden 500 mL, bağırsaklardan 300 mL ve solunumla 300 mL olmak üzere yaklaşık 2500 mL su kaybı olur. Bu kayıp, yiyecek ve içeceklerle alınan su ile yerine konmalı, “hidrasyon” denilen su dengesi sağlanmalıdır. Kaybolan suyun yerine konmaması sonucu vücut suyunun azalması dehidratasyon olarak tanımlanır. Aşırı su kaybı tehlikelidir. Su vücut için en doğal ve önemli sıvı kaynağıdır.Vücutta aşırı sıvı kaybı tehlikelidir. Özellikle bebekler dehidratasyon açısından en riskli gruptur.

Suyun vücut çalışmasındaki görevleri;

  • Besinlerin sindirimi, besin ögelerinin emilimi ve hücrelere taşınması,
  • Hücrelerdeki biyokimyasal tepkimelerin oluşması,
  • Hücre, doku ve organ ve organ sistemlerinin çalışması,
  • Metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması,
  • Vücut ısısının denetimi,
  • Eklemlerin kayganlığının sağlanması,
  • Kalsiyum, magnezyum flor gibi mineralleri sağlaması.

Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca tercih olmalıdır. Su en iyi şekilde hidrasyon sağlayan içecektir. Ayrıca; diş ve kemik sağlığında yer alan flor, kalsiyum, magnezyum ve sodyum içerir.

Susama hissi su ile giderilmelidir. Su gereksinmesi hava sıcaklığı, vücut yapısı, fiziksel aktivite ve tüketilen diyete göre değişir. Sıcak havada, fazla fiziksel aktivite yapıldığında ve diyette protein ve tuz miktarı fazla olduğunda terleme ve böbrekler, ateşli hastalıklarda solunum, ishalde bağırsak yolarıyla su atımı yükselir ve su/ sıvı gereksinimi artar. Su kaybı sonucu plazma yoğunluğunun %1 oranında artması ile susama merkezi uyarılır ve susama duygusu gelişir. Ancak suyla birlikte sodyum, potasyum gibi mineraller de kaybedildiği zaman susama merkezi uyarılmaz ve susama duygusu gelişmez. Masamızda ya da yakınımızda bir bardak su ve çantamızda da bir şişe su bulunmalıdır. Altmışbeş yaşından sonra susama hissi azaldığı için bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Sular, nane, çubuk tarçın, limon, meyveden yapılmış buzlar ile aromalandırılabilir. Günde 8 su bardağı su içiniz şeklindeki öneri bazı bireyler için yetersiz, bazıları için ise fazla olabilir. Bununla birlikte iyi bir hedef olarak düşünülmelidir. Su dengesinin sağlanmasının yaşamsal önemi vardır.

Günlük su gereksinmesi: 35 mL x vücut ağırlığı (kg) şeklinde hesaplanabilir.

İdrar renginin koyulaşması su gereksinmesinin karşılanmadığının göstergesidir.                                   

  Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA) 2017’ye göre bireylerin günlük su tüketim ortalaması 1594.3±968.99 mL (erkeklerin1766.4±1039.56 mL kadınların 1 423.8±860.38 mL) olarak bulunmuştur.

Kaynak:

*Türkiye Beslenme Rehberi, TBSA 2017

*Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER) 2022

https://www.worldwaterday.org

Tuza Dikkat Haftası

Her yıl yaklaşık 1,89 milyon diyetle ilgili ölümün büyük bir kısmı yüksek kan basıncı ve kardiyovasküler hastalıklar ve bunların iyi bilinen bir nedeni olan aşırı sodyum alımıyla ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Küresel ortalama sodyum alımının 4310 mg/gün (günde 10,78 g tuz) olduğu tahmin edilmekte olup bu miktar fizyolojik gereksinimin çok üzerindedir. (Yetişkinlerde günde <5 g tuz).

Doğal bir mineral olan sodyum, fazla tüketildiğinde kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskini artırır. Toplumların ana sodyum kaynağı sofra tuzu (sodyum klorür) olmakla birlikte sodyum glutamat gibi diğer çeşnilerde de bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) sodyum alımının azaltılmasına ilişkin küresel raporuna göre üye Devletlerinin yalnızca %5'i zorunlu ve kapsamlı sodyum azaltma politikalarıyla korunmakta olup DSÖ üye devletlerinin %73'ünün bu tür politikaların eksiksiz bir şekilde uygulanmasından yoksun olduğu görülmektedir. Çoğu ülkenin henüz herhangi bir zorunlu sodyum azaltma politikasını benimsemediğinin belirtildiği raporda sağlıksız beslenmenin, dünya çapında ölüm ve hastalık nedenlerinde ilk sıralarda yer aldığı ve aşırı sodyum alımının da oldukça etkili olduğu belirtilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) sodyum alımının azaltılmasına ilişkin küresel raporu, dünya ülkelerinin 2025 yılına kadar sodyum alımını %30 oranında azaltma şeklindeki küresel hedefine ulaşma yolundan saptığını göstermektedir.

DSÖ, üye devletleri sodyum alımını azaltma politikalarını gecikmeden uygulamaya ve aşırı tuz tüketiminin zararlı etkilerini hafifletmeye çağırmaktadır. DSÖ ayrıca gıda üreticilerini ürünlerinde iddialı sodyum azaltma hedefleri belirlemeye çağırmaktadır. Son derece uygun maliyetli sodyum azaltma politikalarının uygulanması, 2030 yılına kadar dünya çapında tahminen 7 milyon hayat kurtarabilir.

Bu, bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölümleri azaltmaya yönelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi hedefine ulaşmak için eylemin önemli bir bileşenidir. Ancak bugün sadece dokuz ülke (Brezilya, Şili, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Malezya, Meksika, Suudi Arabistan, İspanya ve Uruguay) sodyum alımını azaltmak için kapsamlı bir önerilen politikalar paketine sahiptir.

Ülkeler, işlenmiş gıdalar için “DSÖ Küresel Sodyum Kıyaslamaları” doğrultusunda sodyum içeriği hedefleri belirlemeye ve bu politikalar aracılığıyla bunları uygulamaya teşvik edilmektedir.

DSÖ, tüm ülkeleri sodyum azaltımı için 'En İyi Satın Alımları' uygulamaya ve üreticilere gıdadaki sodyum içeriği için DSÖ kriterlerini uygulamaya çağırmaktadır.

Tuz (Sodyum) tüketiminin azaltılmasına yönelik kapsamlı bir yaklaşım, zorunlu politikaların ve bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesine büyük ölçüde katkıda bulunmakta ve DSÖ'nün sodyumla ilgili dört "en iyi satın alma" müdahalesinin benimsenmesini içermektedir. Bunlar:

  1. Yiyecekleri daha az tuz içerecek şekilde yeniden formüle etmek ve yiyecek ve öğünlerdeki sodyum miktarı için hedefler belirlemek
  2. Hastaneler, okullar, işyerleri ve huzurevleri gibi kamu kurumlarında tuz veya sodyum açısından zengin gıdaların sınırlandırılmasına yönelik kamu gıda alım politikalarının oluşturulması
  3. Tüketicilerin sodyum içeriği daha düşük ürünleri seçmesine yardımcı olan paketin ön tarafı etiketleme
  4. Tuz/sodyum tüketimini azaltmak için davranış değişikliği iletişimi ve kitle iletişim kampanyalarının yapılması

Ülkemizde de 2011 yılından beridir Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı yürütülmektedir. Bu kapsamda salça, ekmek gibi temel besin maddeleri tebliğlerinde tuz azaltılmış, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli hayat İş Birliği Platformu ile paketli gıdalarda ve toplu beslenme yapılan lokanta, pastane gibi işletmelerde üretimde gönüllü olarak tuzun azaltılması gibi çalışmaları yürütülmektedir.

Sodyum alımını azaltmak, sağlığı iyileştirmenin ve bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü azaltmanın en uygun maliyetli yollarından biridir, çünkü çok sayıda kardiyovasküler olayı ve ölümü çok düşük toplam program maliyetleriyle önleyebilir.

Kaynaklar:

https://www.who.int/news/item/09-03-2023-massive-efforts-needed-to-reduce-salt-intake-and-protect-lives
https://www.who.int/publications/i/item/9789240069985

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etmiş olup, ülkemizde de 1984 yılından itibaren her yıl çeşitli etkinliklerle anılmaktadır.
Bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH), günümüzde dünyadaki en büyük salgınlardan biridir. BOH’ nin altında yaygın, önlenebilir risk faktörleri yatmaktadır. Bu faktörler tütün kullanımı, hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve alkol kullanımıdır. Bu önlenebilir risk faktörleri yüksek tansiyon, fazla kilo/obezite, hiperglisemi ve hiperlipidemi olmak üzere dört önemli metabolik/fizyolojik değişikliğe yol açar. Bunlara bağlı ölümler bakımından dünyadaki başlıca BOH risk faktörleri sırasıyla; yüksek tansiyon (tüm dünyada ölümlerin % 13’ü buna bağlıdır); tütün kullanımı (% 9), yüksek kan şekeri (% 6), hareketsizlik (% 6) ve fazla kilo ile obezite (% 5) dir.

KADIN VE OBEZİTE
Obezite (şişmanlık) ve obezite ile ilişkili hastalıklar, hayat kalitesini düşüren ve aynı zamanda insan hayatının kısalmasına yol açan çok nedenli kronik bir hastalıktır. Ülkemizde şişmanlığın özellikle kadınlarda görülme sıklığı gittikçe artmaktadır. Bunun sonucunda da şişmanlığın sağlık üzerindeki etkileri ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Obezitenin oluşmasında başlıca risk faktörleri; aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, hormonal ve metabolik etmenlerdir.
Fazla kilo ve obezite yüzünden her yıl en az 2,8 milyon kisi hayatını kaybetmektedir. Kalp hastalığı, felç ve diyabet riskleri; beden kütle indeksinin (BKİ) artmasına bağlı olarak giderek artmaktadır. BKİ’ nin artması da belli kanserlere ilişkin riski artırmaktadır.

KADINLARDA TÜRKİYE BESLENME VE SAĞLIK ARAŞTIRMASI (TBSA) 2017 BAZI SONUÇLAR:

TBSA 2017’ye katılan 15 ve üzeri yaş grubu kadınların %7.7’ si kendilerini zayıf, %41.7’si normal vücut ağırlığında, %50.7’si ise fazla kilolu ve şişman (obez) olarak değerlendirmektedir. Kadınların %11.1’i vücut ağırlığı kaybetmek için diyet ya da başka bir uygulama yaptıklarını ifade etmişlerdir.

Türkiye’de Yıllara Göre Ölçüm Yapılan Araştırmalarda 20 Yaş ve Üzeri Kadınlarda Obezite Durumu;

TURDEP-1998  % 30

TBSA-2010       % 41

TBSA-2017       % 42.6

Kadınlarda Beden Kütle İndeksi (BKİ) sınıflamasına göre dağılım

Kadınlarda 15 ve üzeri yaş grubundakilerin %2.1’i zayıf, %31.2’si normal, %27.6’sı fazla kilolu %32.7’si obez, %6.4’ü ise morbid obezdir.

19 ve üzeri yaş grubundakilerin %2.1’i zayıf, %26.0’sı normal, %29.2’si fazla kilolu, %35.6’sı obez, %7.0’si ise morbid obezdir.

19-64 yaş grubundakilerin %2.3’ü zayıf, %30.0’ı normal, %28.5’i fazla kilolu, %33.1’i obez, %6.2’si ise morbid obezdir.

65 ve üzeri yaş grubundakilerin %1.0’i zayıf, %9.6’sı normal, %28.2’si fazla kilolu, %50.1’i obez, %11.0’i ise morbid obezdir.

Kadınlarda 15 ve üzeri yaş fazla kilolu ve obez bireylerin NUTS (İstatistiksel Bölge Birimleri Sınıflaması) bölgelerine göre dağılımı (%)

 
 

Küresel Fiziksel Aktivite Anketi. Bireyleri sınıflandırmak için önerilen üç fiziksel aktivite seviyesi: düzeyi; düşük, orta ve yüksektir.*MET:Metabolik Eş Değerlikler

Beslenme Alışkanlıkları ve Beslenme Durumu:

  • 15 ve üzeri yaş grubu kadınlarda günlük ortalama su tüketimi 1423.8 mL’dir. Türkiye Beslenme Rehberi’ ne göre kadınlarda 2000 ml önerilmektedir.
  • 15 ve üzeri yaş grubu kadınlarda günlük ortalama enerji alımı 1624.8 kkal’dir. Enerjinin protein, yağ ve karbonhidrattan sağlanma oranları sırasıyla %14.7, %35.3,%50.0’dir.
  • Günlük lif (posa) alım miktarı kadınlarda 20.1g’dır. Türkiye Beslenme Rehberi’ ne göre erkek ve kadınlarda 25 gr posa önerilmektedir

Kadınlar için Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER 2016)’nde önerilen besin grupları tüketim miktarları :

BESİN GRUPLARI

ÖNERİLEN MİKTARLAR

Süt ve Süt Ürünleri Grubu

3 porsiyon

Et, Yumurta,  Kurubaklagiller ve Yağlı Tohumlar Grubu **

2.5- 3 porsiyon

Ekmek ve Tahıl Grubu Besinler***

3.5-4 porsiyon

Taze Sebze Grubu****

2.5 porsiyon

Taze Meyve Grubu*****

2 porsiyon

* 1 porsiyon süt=240 mL, 1 porsiyon yoğurt= 200 mL 1 porsiyon beyaz peynir= 60 g

** Bu gruptaki besinlerin 1 porsiyonu: Kırmızı et ve tavuk-pişmiş  3-4 ızgara köfte veya 1 el ayası kadar et, tavuk (80 g.), Balık-pişmiş (150 gr), Yumurta (100 gr)-2 küçük boy, Kurubaklagiller-pişmiş 8-10 yemek kaşığı (130 gr), Fındık 30 adet/1 avuç 30 gr,  Ceviz 4 adet 30 gr.

*** Bu gruptaki besinlerin 1 porsiyonu:2 ince dilim ekmek (50 gr), 4-5 yemek kaşığı makarna (75 gr pişmiş), 4-5 yemek kaşığı bulgur veya pirinç (90 gr pişmiş), kahvaltılık tahıl gevreği 30 gr veya 1 kupa

****Sebzelerin 1 posiyonu : Koyu sarı renkli sebzeler, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve diğer sebzeler için çiğ/pişmiş 1 kupa, patates ve mısır için yarım kupa doğranmış, havuç 1 orta boy

***** Meyvelerin 1 porsiyonu:Portakal, elma, armut, muz gibi besinlerin 1 orta boyu- kayısı, erik gibi meyveler 4-7 adet-kiraz, çilek gibi meyveler 10-15 adet-karpuz ve kavun 3 parmak genişliğinde 2 dilim

Günlük Sıvı gereksinimi 1.5-2  litredir(8-10 bardak). 3 bardağı su olarak tercih edilmelidir.

 Saglikli_yemek_tabagi.jpg

Sağlıklı yaşam biçimi için besn gruplarına göre tabak model geliştirilmştir. “Sağlıklı Yemek Tabağı”nda beş besin grubu yer almalıdır. Hedef; her öğünde oluşturulacak tabakta her besin grubundan bir besinin yer alması ve tüketilmesidir. Her öğünde tabağın yanında su yer almalıdır. Günlük beslenmede zeytinyağının yer alması, aktif yaşamın desteklenmes sağlıklı yaşam biçiminin tamamlayıcısı olarak önem taşımaktadır.

Publish modules to the "offcanvs" position.