fab fa-instagram
fab fa-facebook-f
fab fa-twitter
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun (m) karesine bölünmesi ile hesaplanan “Beden Kütle İndeksi”nin 25’in üzerinde olması fazla kiloluluk, 30’un üzerinde olması ise obezite olarak değerlendirilmektedir. Fazla kiloluluk ve obezitenin nedenlerinin birçoğu önlenebilir durumlardır; temel nedeni ise tüketilen ve harcanan kalori arasındaki dengesizliktir. Fazla kilolu veya obez olmak hipertansiyon, hiperlipidemi, kalp-damar hastalıkları, inme, tip 2 diyabet, bazı kanser türleri, kas-eklem hastalıkları ve solunum sistemi hastalıkları gibi pek çok hastalık için riski arttırır.
Obezite tüm dünya ile birlikte ülkemizde de hızla artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılındaki raporuna göre 2030 yılına kadar 1 milyar insanın bu hastalıkla yaşayacağı tahmin edilmekteydi. Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporunda ise 2020’de yaklaşık 1 milyar kişinin (her 7 kişiden 1’i) obeziteyle yaşadığı; etkin şekilde müdahale edilemezse 2035 yılında dünya genelinde 1,9 milyar kişinin (her 4 kişiden 1’i) obeziteyle yaşayacağı, dünya nüfusunun yarısının (4 milyar kişi) fazla kilolu veya obez olacağı tahmin edilmektedir. Aynı rapora göre 2020 yılında her 11 çocuktan 1’inin obez olduğu, 2035 yılına kadar %100’ün üzerinde bir artışla 400 milyon çocuğun obez olacağı öngörülüyor. Çocukluk çağı obezitesinin artış hızı daha yüksek olup; obezitenin fiziksel ve ruhsal sağlığa ek olarak akademik başarıyı da olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır. Sorun bir salgın hastalık boyutuna ulaşmasına rağmen, neden olduğu zorlukların anlaşılamaması nedeniyle obezite ile mücadele oldukça zordur.
Obezite ile etkin mücadelede için “önlemek” yani obezite ve komplikasyonlarının meydana gelmemesi için uğraşmak esastır. Bu kapsamda toplum eğitimleri ve farkındalık çalışmaların devamlılığı önemlidir. Obezite ile mücadele için tüm yıl/yıllar boyunca çalışmalar devam etmeli, eylemler gerçekleştirilmelidir. “4 Mart Dünya Obezite Günü” gibi özel günler ise toplumda farkındalık oluşturmak ve konuya dikkat çekmek için önemli fırsatlardır.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Bakanlığımız ve 81 İl Sağlık Müdürlüğü, 4 Mart’ta Dünya Obezite Günü için belirlenen “Sağlıklı Beslen, Egzersiz Yap, Sağlıklı Kiloda Kal” ve “Haydi, Obezite ve Gençliği/Yaşlılığı/Egzersizi vb. Konuşalım” temaları çerçevesinde etkinlikler planlanmaktadır.
Ülkemizde 2010 yılında uygulanmaya başlanan “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı” güncellenerek uygulanmaya devam etmektedir. Ayrıca Bakanlığımızca uygulanmakta olan “Türkiye Diyabet Programı” ve “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” da sağlıklı beslenme ve obezite ile mücadeleye doğrudan ve dolaylı katkıları olan programlardır.
Obeziteden korunma ve obezite ile mücadelede en önemli iki unsur sağlıklı beslenmek ve fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenmenin yanı sıra aktif bir yaşam için arttırılmış fiziksel aktivite düzeyine dayalıdır.
Besin gruplarında yer alan besinlerden sağlıklı seçim yapılabilmesi için bireyin sağlık ve hastalık durumu, yaş ve cinsiyeti, fiziksel aktivite ve fizyolojik durumuna (gebe ve emziklilik) göre; besinlerin yapısal özellikleri, posa, yağ, tuz ve şeker içerikleri dikkate alınarak seçimler yapılmalıdır.
Sağlıklı yaşam için yetişkinlikte haftanın en az 5 günü ve günde en az 30 dakika orta şiddetli veya haftada en az 75 dakika yüksek şiddetli; çocukluk çağında ise günde en az 60 dakika orta veya yüksek şiddetli fiziksel aktivite yapılmalıdır.
Obezite de dahil, beslenme ile ilişikli kronik hastalıkların gelişimini önlemek için sağlıklı beslenme kültürünün edinilmesi önemlidir. Bunun için bazı temel öneriler şöyle özetlenebilir;
Obezitenin Tedavisi Nasıl Yapılır, Nerelere Başvurulur?
Obezite, tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile yaşam süresini kısaltan, yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. Tedavisinde ise tıbbi beslenme (diyet), egzersiz, davranış değişikliği, ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Diyetisyenlerce yapılacak değerlendirme sonucu bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine, fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına uygun, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayacak bir plan yapılması, diyet tedavisini oluşturmaktadır. Başarılı obezite tedavisi için hızlı ve hatalı kilo verme yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Obezite tedavisinin başarılı bir şekilde yürütülmesi için; “diyet, egzersiz ve davranış değişikliğini” içeren üçlü tedavi programı; hekim, diyetisyen, fizyoterapist, egzersiz uzmanı ve ihtiyaç halinde psikiyatrist ve psikolog gibi meslek gruplarından oluşan bir ekip tarafından uygulanmalıdır.
Fazla kilolu ve obez bireyler, beslenme ile ilgili konularda doğru bilgi edinmek ve diyet tedavisi almak için İlçe Sağlık Müdürlükleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde verilen beslenme/obezite danışmanlığı hizmetinden yararlanabilir.