06.09.2024 tarihinde Halk Sağlığı Genel Müdürümüz Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol, Genel Müdür yardımcılarımız, Daire Başkanlarımız ve Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Dairesi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ali Niyazi Kurtcebe katılımlarıyla, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası kapsamında “Sağlığını Erteleme, Harekete Geç” temasıyla Hamamönü’nde bir etkinlik düzenmiştir. Etkinlik kapsamında kurulan stantlarda halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine vurgulanmıştır.
Okul dönemi, çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimleri için önemli bir dönemdir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları, çocukların okul başarısını ve genel sağlıklarını destekler. Okul çağı çocuklarda beslenmede hedef yaşamın ileri dönemlerine temel teşkil edecek sağlıklı beslenme davranışlarını kazandırarak optimum büyüme, gelişmeyi sağlamak, öğrenme ve akademik başarılarının geliştirilmesi ve iyileştirilmesine destek sağlamaktır. Sağlıklı ve yeterli beslenme sağlanamadığında, bir yandan büyüme-gelişme aksarken; diğer yandan anemi, malnütrisyon, diş çürüğü, kabızlık, şişmanlık gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Okul çağı çocuklarda önerilen besin gruplarına göre sağlıklı beslenme tabağında yer alan besin gruplarından her birinin günlük beslenmede önerilen miktarlarda alınması, gerekli olan enerjinin sağlanmasının yanında, çocukların gereksinim duydukları protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri de almalarını sağlamaktadır.
Bu dönemde en yaygın görülen olumsuz beslenme alışkanlıklarından biri öğün atlamadır. Türkiye’de ve dünyada çocuk ve adolesanların en sık atladıkları öğün, günün en önemli öğünü olarak kabul edilen kahvaltıdır. Okul çağındaki çocukların kahvaltı yapmadan güne başlamamaları gerekmektedir. Uzun süre aç kalındığında kahvaltı yapılmadığında kişi kendini güçsüz hisseder, başı döner ve yeterli enerji oluşmadığı için zihinsel faaliyetler, özellikle dikkat, çalışma ve öğrenme yeteneği azalır. Bu durum okulda başarıyı olumsuz etkileyebilir. Kahvaltı, beyin fonksiyonları için gerekli enerjiyi sağlayarak öğrenmeyi olumlu yönde destekler. Sağlıklı beslenme için üç öğün düzenli olarak tüketilmelidir.
- Çocuklar, yeterli ve dengeli beslenmek, besin çeşitliliğini artırmak için her öğünde farklı besin gruplarından tüketmelidir.
- Besinlerden günlük alınan enerji, protein, vitamin ve minerallerin vücutta en verimli şekilde kullanılabilmesi için beş besin grubundan gelen besinlerin öğünlere dengeli bir şekilde dağıtılması gerekmektedir.
- Yemekler birbirini izleyen günler itibariyle çeşitlilik göstermeli, sık tekrardan kaçınılmalıdır.
- Menülerde yer alacak besinler mevsiminde bulunanlardan tercih edilmelidir.
- Tam tahıl ürünlerinin tüketimi, B grubu vitaminler, E vitamini, özellikle demir, çinko, magnezyum ve fosfor olmak üzere birçok minerali yapılarında bulundururlar. Ayrıca posa sağlarlar.
- Öğün aralarında şeker, yağ ve enerji içeriği yüksek bisküvi, kek, cips gibi sağlıksız atıştırmalıkların yerine, vitamin-mineral içeriği yüksek sebze-meyve, süt, ayran, sandviç, yağlı tohumlar gibi sağlıklı seçeneklerin sunulması ve paketli hazır besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
- Ara öğünlerde atıştırmalık olarak havuç çubukları, armut, elma dilimleri gibi besin ögesi içeriği yüksek meyve ve sebzelerin tüketimi teşvik edilebilir.
- Çocuklar gün boyunca yeterli miktarda su içmelidir. Şekerli içecekler yerine su tercih edilmelidir. Her çocuğun kendisine ait su içme kabı olmalıdır.
- Kekler, şekerli bisküviler ve gazlı içeceklerden kaçının. Bunun yerine meyve, yoğurt veya kuruyemişler tüketilebilir. Yüksek tuz ve şeker içeren işlenmiş gıdaların yerine doğal ve taze ürünler tercih edilmelidir.
- Eklenmiş şeker tüketimini azaltmak için şekerle tatlandırılmış içeceklerin tüketimini azaltmak, çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasına katkı sağlayacaktır.
- Şeker ile beraber şeker tadı veren tatlandırıcılar ve bu tatlandırıcıların ilave edildiği yiyecek ve içeceklerin de sağlık üzerine olumsuz etkileri bilinmektedir. Bu nedenle, çocuk ve adolesanların tatlandırıcı ilave edilen yiyecek ve içeceklerden uzak durması sağlanmalıdır.
Kaynaklar;
https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/saglikli-beslenme-ve-hareketli-hayat-db/Dokumanlar/Rehberler/Turkiye_Beslenme_Rehber_TUBER_2022_min.pdf
https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/saglikli-beslenme-ve-hareketli-hayat-db/Dokumanlar/Kitaplar/Okul_Oncesi_ve_Okul_Cagi_Cocuklara_Yonelik_Beslenme_Onerileri_ve_Menu_Programlari.pdf
https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/saglikli-beslenme-ve-hareketli-hayat-db/Dokumanlar/Rehberler/Toplu_Beslenme_Sistemleri_Kapak.pdf
Yaz aylarının gelmesi ile sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı da artmaktadır. Sıcakların etkisi ile artan terleme ile birlikte su ve mineral kaybı sonucu bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri görülebilir.
Yaz sıcaklığından en çok etkilenenler çocuklar, yaşlılar, hamileler, tansiyon, kalp ve şeker hastalığı olan bireylerdir. Özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar sıcak havalarda susuz kalmamaya daha çok dikkat etmelidir.
Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplar:
- 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar,
- Küçük çocuklar,
- Bakıma ihtiyacı olanlar,
- Engelli bireyler,
- Hamileler,
- Açık alanda, ağır işlerde çalışanlar,
- Sporcular,
- Kronik hastalığı (şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları) olanlar,
- Sürekli ilaç (özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) kullanan kişiler.
Aşırı Sıcaklardan Korunmak İçin;
- Her zamankinden daha fazla su için ve su içmek için susamayı beklemeyin.
Yaz Aylarında Yeterli Su Tüketiminin Önemi
Su vücut için en doğal ve önemli sıvı kaynağıdır. Vücutta sıvı dengesinin sağlanması ‘hidrasyon’ olarak adlandırılır. Vücuttan kaybolan sıvının yerine konmaması sonucu vücut sıvısının azalması “dehidratasyon” olarak tanımlanır. Vücutta aşırı sıvı kaybı tehlikelidir. Özellikle bebekler dehidratasyon açısından en riskli gruptur.
Suyun vücut çalışmasındaki görevleri;
- Besinlerin sindirimi, besin ögelerinin emilimi ve hücrelere taşınması,
- Hücrelerdeki biyokimyasal tepkimelerin oluşması,
- Hücre, doku ve organ ve organ sistemlerinin çalışması,
- Metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması,
- Vücut ısısının denetimi,
- Eklemlerin kayganlığının sağlanması,
- Kalsiyum, magnezyum flor gibi mineralleri sağlaması.
Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca tercih olmalıdır. Su enerji içermez ve en iyi şekilde hidrasyon sağlar.
Su gereksinmesi hava sıcaklığı, fiziksel aktivite ve tüketilen diyete göre değişir. Sıcak havada, fazla fiziksel aktivite yapıldığında ve diyette protein ve tuz miktarı fazla olduğunda terleme ve böbrekler yoluyla, ateşli hastalıklarda solunum yoluyla, ishalde bağırsak yoluyla su atımı artar. Bu durumda su/sıvı gereksinmesi de artar. Su kaybı sonucu plazma yoğunluğunun %1 oranında artması ile susama merkezi uyarılır ve susama duygusu gelişir. İdrar renginin koyulaşması su gereksinmesinin karşılanmadığının göstergesidir. İleri yaşlarda (65 ve üzeri) susama hissi azaldığından, bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Günlük önerilen toplam sıvı alım miktarı erkekler için 2500 mL ve kadınlar için 2000 mL’dir.
Günlük su gereksinmesi: 35 mL x vücut ağırlığı (kg) şeklinde de hesaplanabilir.
Sular, nane, çubuk tarçın, limon, meyveden yapılmış buzlarla aromalandırılabilir.
Her yemekte, yemek aralarında, egzersiz öncesinde ve sonrasında su içilmelidir.
Kaynak: Türkiye Beslenme Rehberi 2022
Besin zehirlenmeleri, halk sağlığını yakından ilgilendiren ve özellikle yaz aylarında artan, yaygın hastalıklardan biridir. Bu durum, sıcak hava koşullarının bakteri ve diğer mikroorganizmaların hızlı bir şekilde çoğalmasını sağlamasından kaynaklanır. Çoğunlukla hafif seyirli ve kısa süreli hastalıklar olmalarına karşın, zehirlenmeye yol açan besinle ve kişiyle ilişkili bazı faktörler; hastalığın zaman zaman daha ağır seyretmesine hatta ölümcül olmasına yol açabilir.
Besin zehirlenmesi, genellikle kusma, ishal, mide ağrısı, ateş ve genel halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler genellikle hafif olmasına rağmen, bazı durumlarda ciddi ve hatta hayatı tehdit edici olabilirler.
Besin zehirlenmesini önlemek için en etkili yollardan biri, gıdaları doğru bir şekilde hazırlamak ve saklamaktır.
Besin zehirlenmelerinin en sık nedeni olan bakteriler, kendi başlarına hareket edemezler. Besinlere bulaşabilmeleri için mutlaka bir aracıya gereksinim duyarlar. Bu aracılar, insanlar, hayvanlar ve böceklerdir. Bakteriler besinlere hasta ya da taşıyıcı insan yoluyla bulaşabildiği gibi, “çapraz bulaşma” adı verilen yolla da bulaşabilir.
Çapraz bulaşma; temiz bir yiyeceğe besin olmayan ve bakteri içeren etmenlerden bakteri bulaşmasına denir.
Çapraz bulaşmaya neden olan besin dışı etmenler;
*Eller,
*Araç-gereçler,
*Doğrama tahtaları,
*Mutfak tezgahları,
*Mutfakta kullanılan bez ve süngerler,
*Giysiler,
*Öksürme, hapşırmadan kaynaklanan damlacıklar,
*Bakteri bulaşmış ya da potansiyel riskli besinlerden sızan sıvılarla temas etmiş olan her türlü yüzeydir.
Besin güvenliğini sağlamak için 5 ilke:
1. Temizlik
|
|
Nedir? |
Neden? |
Kişisel hijyen, kullanılan araç-gereçlerin temizliği ve dezenfeksiyonu ile yiyecek üretilen tüm alanların temizliği ve bakımıdır. |
Toprak, su, hayvan ve insanda birçok mikroorganizma bulunur. Giysiler, kullanılan araç-gereçler, eller ile patojenler besinlere taşınır ve besin kaynaklı hastalıklara sebep olabilir. |
2. Pişmiş Besinler ile Çiğ Besinlerin Ayrılması
|
|
Nedir? |
Neden? |
Çiğ et, kümes hayvanları ve deniz ürünlerinin, pişmiş ürünler ve salata vb. çiğ tüketilen diğer besinlerden ayrılması, çiğ besinlerin hazırlanmasında kullanılan bıçak ve kesim tahtalarının ayrı olması, tüketime hazır besinler ile çiğ besinleri birbirinden ayrılacak şekilde saklanmasıdır. |
Çiğ besinler özellikle et, kanatlı etleri ve deniz ürünleri tehlikeli mikroorganizmalar içerirler. Bu mikroorganizmalar besinlerin hazırlanması ve saklanması sırasında diğer besinlere bulaşabilir. |
3. Uygun Pişirme
|
|
Nedir? |
Neden? |
Potansiyel tehlikeli besinlerdeki (et, süt, yumurta vb.) biyolojik tehlikelerin yok edilmesi amacıyla ürüne özgü güvenli iç sıcaklığa ulaşana kadar besinlerin uygun sıcaklık ve sürede pişirilmesidir |
Etkin bir pişirme işlemi, insan sağlığını etkileyen ve besin zehirlenmelerine sebep olan Campylobacter, Escherichia coli ve Listeria vb. bakterileri öldürür. |
4. Besinlerin Uygun Sıcaklıklarda Saklanması
|
|
Nedir? |
Neden? |
Patojenlerin çoğalmasını önlemek için besinlerin uygun ortam, süre ve sıcaklıklarda depolanmasıdır. |
Besinler oda sıcaklığında saklanırsa mikroorganizmalar hızla çoğalırlar. Mikroorganizmaların 50C’nin altında, 600C’nin üzerinde gelişmesi yavaşlar veya durur. |
5. Güvenilir Ham Madde ve Su Kullanımı
|
|
Nedir? |
Neden? |
Besinlerin hazırlanmasında temiz su kullanılması, güvenilir kaynaklardan taze ve sağlıklı besin seçilmesi, pastörize ve sterilize süt gibi güvenli hale getirilmiş besinlerin tercih edilmesidir |
Ham maddeler, tehlikeli mikroorganizmalar ve kimyasallarla bulaşmış olabilir. |
Besinleri Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Tüm taze meyve ve sebzeleri bol suda iyice yıkayın.
- Çiğ ve pişmiş besinleri birbirinden ayrı hazırlama yüzeylerinde ve ayrı araç-gereçler ile hazırlayın.
- Hazırlama sırasında, çiğ besinleri pişmiş veya yarı hazır hale getirilmiş besinlerden uzak tutun.
- Çiğ besinleri elledikten sonra ellerinizi uygun şekilde iyice yıkayın.
- Başta çiğ tavuk olmak üzere et, balıkla temas eden tüm yüzeyleri ve araç-gereçleri her kullanım sonrasında bol sıcak deterjanlı su ile yıkayın ve dezenfekte edin.
- Et, süt, yumurta gibi potansiyel riskli besinler, hazırlık aşamasında buzdolabının dışında en fazla 2 saat bekletilebilir. İki saatten fazla buzdolabı dışında kalmış potansiyel riskli besinler tüketim için güvenli değildir.
- Dondurulmuş besinleri, buzdolabı sıcaklığında, orijinal ambalajı içinde akan soğuk su altında veya mikro-dalga fırınlarda çözdürün.
- Bir kez çözdürülmüş olan besinleri tekrar dondurmayın.
- Terbiye edilmiş et ürünlerini ağzı kapalı bir şekilde buzdolabında muhafaza edin.
Kaynaklar:
1.TÜBER 2022
2.chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/saglikli-beslenme-ve-hareketli-hayat-db/Dokumanlar/Beslenme/Besin-Guvenligi.pdf