Günümüzde çocuklar, yaşamlarının erken döneminde teknolojiyle uygun olmayan içerik ve sürelere maruz kalarak tanıştırılmaya başlanmıştır. Bilişim teknolojileri çocuğu biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerden etkilemektedir. Toplum temelli çalışmalarda bebeklik ve erken çocukluk döneminde uzun süre televizyondan, tabletten ve telefondan içerik seyretmenin çocuğun dil, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim alanlarında gecikmelere yol açmaktadır. Gelişimsel sorunlar, ileriki çocukluk döneminde zihinsel esneklik, (stresle yaşamsal olaylara uyum sağlama), empati (başkalarının düşüncelerini ve duygularını anlayabilme kapasitesi), dürtü kontrolü (ihtiyaç ve gereksinimlerin bekletilmesi) fonksiyonlarının olumsuz gelişmesinde neden olabilir.
Gelişimsel geriliklerin bir olası nedeni olarak, erken yaşta bilişim teknolojileriyle tanışma, yaşa göre belirlenen süreyi aşma, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olmayan içeriklerle karşılaşmasıdır. Çocuğun teknolojiyle erken yaşta tanışması ve yalnız başına bırakılması sonucunda çocukta gelişimsel geriliklere neden olduğu, bilimsel olarak ispatlanmıştır. Yaşamın bu ilk 3 yılında çocuğun gelişmekte olan dikkat becerileri, sembolik ve bellek gelişimi tam anlamıyla tamamlanmadığından, çocuk ekran aracılığıyla gelen bilgiyi algılayamamaktadır. Dolayısıyla bilimsel olarak 3 yaşın altındaki çocukların teknolojiden ve internetten kendi başlarına öğrenmeleri mümkün değildir. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde, ebeveynlerinin açıklamaları olmadan teknoloji aracılığıyla verilen bilgilinin öğrenilmesi mümkün değildir. Öte yandan, 3-6 yaş arası dönemde teknoloji kullanımının mutlaka ebeveyn eşliğinde yaşına uygun eğitici bir içerikle günde en fazla 20-30 dakika ile sınırlı olması gerekmektedir.
0–6 yaş arası dönem, çocuğun beyin gelişimi, konuşma, sosyal beceriler kazanması, güvenli bağ kurması ve sağlıklı davranışlar geliştirmesi için çok önemli bir dönemdir. Özellikle 3 yaşından küçük çocukların anne ve babalarıyla bol bol iletişim kurması, onların dil gelişimini, öğrenmesini, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimlerini olumlu yönde destekler.
Bu dönemde anne ve babaların çocuklarıyla sevgi dolu oyunlar oynaması, masal anlatması, kitap okuması, şarkı ya da ninni söylemesi, çocuğun zekâsını, hayal gücünü, iletişim becerilerini ve yaratıcılığını geliştirir. Bu dönemde çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olarak anne babaların çocuklarıyla sevgi ve bağlılığı güçlendirecek oyunlar oynaması, masal anlatması, kitap okuması, şarkı ninni söylemesi çocuğun zekasını, hayal gücünü, iletişimini ve yaratıcılığını geliştirir. 3 yaşından itibaren çocuğun oyun çağında olması ve dolasıyla akranlarıyla etkileşimi çocuğun sosyal ve duygusal zekasını geliştirdiği gibi ileriki dönemde de çocuğu hayata hazırlamaktadır.
Sağlıklı Hayat Merkezlerinde bulunan Psikososyal Destek Birimlerinde görev yapan psikolog, çocuk gelişimci ve sosyal çalışmacılar; ailelere ve çocuklara yönelik ücretsiz danışmanlık hizmeti sunar. Burada; internetin ve teknolojinin bilinçli, güvenli ve doğru kullanımı konusunda destek alabilir, çocuğunuzun gelişimi hakkında değerlendirme yaptırabilir ve gerekli durumlarda rehberlik hizmetinden yararlanabilirsiniz.