Dünya Çevre Günü

İnsanın, bugünkü ve gelecek nesiller için çevreyi korumaya ve geliştirmeye yönelik büyük sorumluluğun vurgulandığı, İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre konferansından bu yana 5 Haziran tüm dünyada “Çevre Günü” olarak kutlanmaktadır. Dünya Çevre Günü her yıl özellikle dikkat çekilmek istenen çevre sorunlarına odaklanan bir tema etrafında düzenlenmektedir.

5 Haziran Dünya Çevre gününün bulunduğu haftanın Ülkemizde Çevre Haftası olarak kutlanmasına ilişkin yayımlanan 2022/3 sayılı "Türkiye Çevre Haftası" konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında 2023 yılı Türkiye Çevre Haftası Teması     İklim Değişikliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından "Temiz Deniz Temiz Dünya"  olarak belirlemiş olup düzenlenecek tüm etkinliklerin programı  81 il Valiliklerin yönetiminde ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte illere özgü  ve temaya uygun olarak yürütülmesini bildirmiştir.

Bakanlığımız görev ve sorumluluğunda bulunan; Ülkemizde yüzme suyu kalitesi ile ilgili çalışmalar Avrupa Birliği mevzuatı ile tam uyumlu Yüzme Suyu Kalitesinin Yönetimine Dair Yönetmelik kapsamında yürütülmekte olup analiz sonuçları bu mevzuata göre değerlendirilmektedir. 

Bakanlığımız tarafından, toplum sağlığının korunması ve yüzme suyundaki kirleticilere karşı maruziyetin önlenmesi için her yıl yüzme sezonu içerisinde denize ve göle kıyısı olan 35 ilimizde mikrobiyolojik izleme çalışmaları yapılmaktadır. İllerde yüzme suyu komisyonunca belirlenen izleme noktalarından il sağlık müdürlüğü ekiplerince 15 günde bir numuneler alınarak Halk Sağlığı Laboratuvarlarında analizi yapılmaktadır. 

Analiz sonuçları; yüzücülerin maruz kaldıkları risk seviyesinin değerlendirilmesi, kirliliğin tespiti ve alınacak önlemlerin belirlenmesi açısından son derece önemli bir gösterge olarak değerlendirilmektedir. 

Türkiye’deki tüm yüzme alanlarına ait yüzme suları kalitesi Bakanlığımızca oluşturulan “Yüzme Suyu Takip Sistemi”nden takip edilmektedir. Bu sistemdeki verilere dayanılarak oluşturulan  http://yuzme.saglik.gov.tr/ web portal üzerinden yüzme alanlarının genel özellikleri, Mavi Bayraklı plajlar, yüzme alanına ait bilgiler, yıllara göre kalite sınıflandırması, yüzme suyu analiz sonuçları, plaj fotoğrafları, plaj ve su zemin yapısı, tahmini su derinliği, çevresindeki sağlık tesisleri, plaja ulaşım, temel ihtiyaçlar ile engelli kullanımına uygunluk gibi birçok bilgi halkımız ile paylaşılmaktadır. 

2022 yılı sezon boyunca Bakanlığımız ekiplerince 17.125 adet numune alınarak mikrobiyolojik yönden analizi yapılmıştır. Yapılan izleme sonuçları Yönetmelik hükümleri doğrultusunda değerlendirilerek yüzme alanları Mükemmel, İyi, Yeterli ve Zayıf olarak sınıflandırılmış ve halka açık portal üzerinden yayımlanmıştır. Buna göre; 1.445 izleme noktasından 1.140 tanesi mükemmel sınıf (%79), 165 izleme noktası iyi sınıf (%11), 86 izleme noktası yeterli sınıf (%6), 54 izleme noktası zayıf sınıf (%4) olarak değerlendirilmiştir.

Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) tarafından 1993’ten itibaren yürütülmekte olan mavi bayrak ödüllerinde ülkemiz bu yıl da zirvedeki yerini korudu. İspanya ve Yunanistan’ın ardından dünyanın en çok mavi bayraklı 3’üncü ülkesi olan Türkiye’nin ödüllü plaj sayısı bu yıl 551 olmuştur. 

Son yıllarda iklim değişikliği nedeni ile aşırı hava olayları; sıcak ve soğuk hava dalgaları şiddetli fırtına ve yağışlar, orman yangınları tüm dünyada can kayıplarına yol açmaktadır. Ülkemizde de son yıllarda aşırı yağışlar sonucunda sel ve toprak kaymaları sıklıkla yaşanmaktadır.

İklim değişikliği sağlık üzerine doğrudan ya da dolaylı olarak etki edebilmektedir. Doğrudan etkileri sıcak ve soğuk hava dalgaları ve aşırı hava olaylarının açtığı sağlık sorunlarıdır. Dolaylı etkileri ise biraz daha karmaşıktır. İklim değişikliğinin çevresel sonuçları, sıcaklık artışı, bazı yerlerde aşırı yağış, bazı yerlerde kuraklık, aşırı hava olayları ve artan deniz seviyelerini içermektedir.

Şüphesiz küresel iklimde görülebilecek bir değişiklik, Türkiye’nin değişik bölgelerini farklı biçimde etkileyecektir. Türkiye’nin özellikle çölleşme tehdidi altındaki yarı kurak ve yarı nemli özelliğe sahip; İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde tarım, ormancılık ve su kaynakları açısından daha olumsuz sonuçlar görülecektir. Son yıllarda Türkiye ormanlarında toplu ağaç kurumalarının, zararlı böcek salgınlarının ve yangınların arttığı bilinmektedir. İklim değişikliğine bağlı olarak kuraklık derecesinin artması, bu olayları daha da hızlandıracaktır.

İklim değişikliğinin bugünde meydana gelen ancak gelecekte çok daha artması beklenen şiddetli yağmurlar sonucu oluşan sel, toprak kayması, özellikle kıyı kesimlerde deniz seviyesinin yükselmesi sonucu taşkınlar, aşırı sıcakların etkisi ile meydana gelen yangınlar gibi afetlerin sağlığa etkileri çoğunlukla yaralanma bazen ise ölümle sonuçlanmaktadır. Son yıllarda özellikle sıcak hava dalgalarında kalp krizi, kalp ve damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, solunum yolu problemleri ve metabolik hastalıklardan birçok ölüm olmaktadır.

2015 yılında Bakanlığımız tarafından İklim değişikliğinin sağlık Üzerine Olumsuz Etkilerinin Azaltılması Ulusal Programı ve Eylem Planı hazırlanmış olup çalışmalarımız Eylem Planı kapsamında yürütülmektedir.