Aşıyla Güvende Kal, Şüphede Kalma

İnsanlık tarihinde büyük salgınlara ve ölümlere yol açan pek çok hastalık günümüzde "Aşı"nın bir zaferi ve "Aşı"nın gücü olarak artık görülmemektedir. Örneğin çiçek hastalığı 1977 yılından itibaren aşılama sayesinde tamamen yok edilmiş, hastalık etkeninin yok edilmesi üzerine 1987 yılında çiçek aşısı uygulamalarına ihtiyaç kalmadığından aşılaması tüm dünyada durdurulmuştur. Çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan poliomiyelit (çocuk felci) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına gelmiştir. Ülkemizde son polio vakası 26 Kasım 1998 tarihinde görülmüş, daha sonraki yıllarda poliomiyelit vakası tespit edilmemiştir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002’de Poliodan Arındırılmış Bölge Sertifikası almıştır. Maternal-Neonatal Tetanozu Eliminasyonu Programı, 1994 yılında başlatılmış; Nisan 2009’dan bu yana Türkiye yenidoğan tetanozunu elimine etmiş ülkeler arasına katılmıştır. Ülkemizde olduğu gibi dünyadaki pek çok ülkede uzun yıllardır sürdürülen aşılama programları ile difteri hastalığı da görülmemektedir. Ülkemizde son difteri vakasının görüldüğü 2011 yılından bu yana difteri görülmemektedir. 

Ülkemizde, 1981 yılında Genişletilmiş Bağışıklama Programı başlatılmış olup program kapsamında çocukluk çağı aşılama takvimimizde günümüzde13 hastalığa (boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, suçiçeği, hepatit A, hepatit B ile S. pneumoniae ve H. influenzae tip b’ye bağlı invaziv hastalıklar) karşı aşı uygulaması yapılmaktadır.

Ülkemizde uygulanmakta olan bebeklik ve çocukluk dönemi aşı takvimi, Bağışıklama Bilimsel Danışma Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda ve dünyadaki bilimsel gelişmeler takip edilerek oluşturulmaktadır. Ülkemizdeki tüm çocuklarımıza ve risk grubunda olan erişkinlere ücretsiz olarak uygulanmaktadır.

Ülkemizde ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programımızda yer alan bazı aşı ile önlenebilir hastalıklar görülmeye devam etmekle birlikte vaka sayılarında önemli düşüşler sağlanmıştır. Örneğin Ülkemizde, 2002 yılından bu yana yürütülmekte olan Kızamık Eliminasyon Programı kapsamında gerçekleştirilen yoğun aşılama ve sürveyans çalışmaları ile kızamık vaka sayılarında önemli bir azalma kaydedilmiştir. Ancak, halen dünyada kızamık virüsü dolaşımı devam etmekte olup Dünya Sağlık Örgütü tarafından; hastalığın doğal seyri, dünya genelinde aşı kapsayıcılığındaki düşüşler, zayıflamış kızamık sürveyansı ve COVID-19 nedeniyle aşılama faaliyetlerinde meydana gelen kesintiler ve gecikmeler sebebiyle görülmeye devam eden vakalar; kızamığın dünyanın her bölgesi için tehdit olabileceği anlamına geldiği bildirilmiştir. Bu nedenle, virüs dolaşımının devamlılığında rol oynayabilecek olan aşısız veya eksik aşılı tüm çocukların kızamık içeren aşı ile aşılanmaları son derece önemli olup bu konuda ülkemizde yoğun çalışmalar yürütülmektedir.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.200.000 bebeğe aşı uygulaması başlatılmaktadır. Uygulanan aşılar, Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanan "İyi Üretim Prosedürleri" kurallarına uygun üretilmiş ve uluslararası referans laboratuvarlarında test edilmiş aşılardır. Ayrıca, aşılar teslim alınıp kullanıma sunulmadan önce Ulusal Referans Laboratuvarlarımızda da test edilerek uygunluğu kanıtlanmaktadır. Aşılar üretim aşamasından başlayıp aşılanacak kişiye ulaştırılana kadar tüm sağlık kuruluşlarında soğuk zincir kuralları ve elektronik takip sistemi içerisinde uygun ısı aralığında korunmaktadır. Aşı buzdolapları ve soğuk hava depolarının ısıları elektronik ortamda anlık olarak takip edilmekte ve soğuk zincir kırılmaları engellenerek aşıların sorunsuz uygulanması sağlanmaktadır.

Son yıllarda, dünyada toplumlar arasında bebeklik ve çocukluk çağı aşıları konusunda ortaya çıkan tereddüt giderek artmaktadır. Aşılanmamış veya eksik aşılı kişiler nedeniyle; bazı hastalık etkenlerinin küresel dolanımın artması, göçler, savaşlar vb. sonucu, aşı ile önlenebilen bulaşıcı hastalıkların görülme riski yükselmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2019 yılında “aşı reddi/tereddütü” öngörülen “Küresel Sağlığa Yönelik 10 Tehdit”ten birisi olarak bildirilmiş olup bununla etkin mücadele edilmeye büyük çaba harcanmaktadır. Bu kapsamda tüm dünyada çeşitli adımlar atılmakta ve önlemler alınmaktadır.

Aşı ile önlenebilir hastalıklar konusunda kazanılan başarının sürdürülmesi aşı kabulünün yüksek olması ve aşı kapsayıcılığının hedeflenen düzeylerde olması ile devam ettirilebilecektir. Aşılama hizmetlerinin kesintisiz ve etkin bir şekilde yürütülmesi bu başarı için vazgeçilmezdir. Bununla birlikte ulusal Genişletilmiş Bağışıklama Programı hedeflerimize ulaşılması, ulaşılan hedeflerin sürdürülmesi için her çocuğun hayata sağlıklı bir başlangıç yapması ve sağlıklı erişkinler için bağışıklamanın önemi konusunda farkındalık yaratmak; hayatın her aşamasında aşılamanın önemi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için bağışıklama çalışmalarının güçlendirilmesi ile aşı kabulünün hem bebek ve çocuklar için hem de her yaştan birey için yüksek olması sağlık bir toplum oluşması ve devamlılığında esastır.

c828765e-0577-4b84-83a1-db379a90607c
b7651863-090d-46be-9c88-7b7d1938a893
ea6385c2-5fd6-4b37-8d82-f6919e5daad5
fcfa895b-8a2d-4bc1-800e-ab883736aa0b
e3fcfb28-76a1-4ac1-9a8e-e1f9f69cf0a8