fab fa-instagram
fab fa-facebook-f
fab fa-twitter
Çocuk hakları, kanunen veya ahlâki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır.
Çocuk Haklarına dair Sözleşme, çocukları hak sahipleri olarak tanıyan benzersiz ve evrensel bir çerçeve sunmaktadır. BM Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989’da kabul edilişinden bu yana Sözleşme tüm dünya devletlerinin hemen hemen tamamı tarafından onaylanmıştır. Bu da tüm dünyanın çocukların ve gençlerin insan haklarını sahiplenip ileriye götürme kararlılığının bir göstergesidir. Sözleşme, kapsamlı tek bir belgede çocukların sağlığı ve refahı için gerekli önkoşulları tanımlamakta; tanınan hakların fiilen gerçekleşmesi için gerekli önlemlerin alınmasında kişilere, ana babalara, topluluklara ve hükümetlere düşen yükümlülükleri belirlemektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ardından her yıl 20 Kasım tarihi, dünya genelinde çocuk haklarının anıldığı özel bir gün olarak kabul edilmektedir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin çok sayıda maddesi çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini desteklemektedir. Sözleşme'nin 6. maddesine göre her çocuk esas olarak yaşama hakkına sahiptir. İlaveten, 24. madde gereğince her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir; gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmelidir. İhmal edilen, terk edilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tâbi tutulan çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırmasından devletler sorumludur.
Çocuklar, bir ülkenin geleceği ve umudu olmalarının yanı sıra, toplumun en kırılgan grubunu da oluşturmaktadır. Bu nedenle; en iyi koşullarda dünyaya gelmelerinin sağlanması, büyümeleri ve gelişmeleri için en uygun ortamın hazırlanması, geleceğe dönük fiziksel, ruhsal ve zihinsel donanımlarının en üst düzeyde oluşturulması ülkemizin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.
Ülkemizde uygulamakta olduğumuz sağlıkta dönüşüm programında ana ve çocuk sağlığı öncelikli konularımız arasında yer almaktadır. Bu noktadan hareketle Sağlık Bakanlığı olarak çocukların sağlığını korumak ve geliştirmek amacıyla pek çok çalışma yürütmekteyiz. Bebek ve çocuklara yönelik pek çok program başarıyla hayata geçirilmiş ve uygulamaları sonuçlarını vermeye başlamıştır. Bebek ölümleri içinde ön plana çıkan yenidoğan dönemine yönelik programlar ve engelliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar ana stratejilerimizi oluşturmuştur.
İnsana yapılan yatırımın geri dönüşü ile ilgili yapılan hesaplamalarda, en yüksek getirili yatırımın, erken yıllardaki beyin gelişimine yapılan yatırım olduğu gösterilmiştir. Biyolojik, psikososyal ve gelişimsel problemlerin tanı, tedavi verehabilitasyonuna yönelik önemli hizmetler sunan tek sistem, sağlık sistemidir. Bu amaçla yürütülen çalışmalardan birisi de çocuk izlemleridir. Çocuk izlemlerinde temel öngörü, hastalık ortaya çıktıktan sonra iyileştirmek için uğraşmak yerine, hastalığa zemin hazırlayan koşulların önceden tespit edilerek önlenmesidir. Bu yolla da sağlıklılığı sürdürmek, bebek ve çocuk ölümlerini, hastalık, sakatlıkları azaltmak ve önlemek, daha geniş anlamda, sağlığın geliştirilmesi ve desteklenmesini sağlamak amaçlanmaktadır. Ülkemizde doğan her bebek, doğumdan sonra ilk yıl içinde 9, 6 yaşına dek 16 defa aile hekimlerince ücretsiz olarak izlenmektedir. Bağışıklama, taramalar, beslenme danışmanlığı, çocuk güvenliği danışmanlığı, çocukların büyüme ve gelişmelerinin izlenmesi ve desteklenmesi izlemler içerisinde sunulan koruyucu sağlık hizmetleridir.
Bu nedenle çocuğunuz sağlıklı olsa da rutin kontrollerini yaptırın, büyüme ve gelişmenin izlenmesi ve desteklenmesi tüm çocukların hakkıdır, çocukluk ve ergenlikte büyüme ve gelişmenin izlenmesi ve desteklenmesi, sağlıklı erişkinliğin teminatıdır.