Yaz Aylarında Su Tüketimi ve Önemi
Yaz aylarının gelmesi ile sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı da artmaktadır. Sıcakların etkisi ile artan terleme ile birlikte su ve mineral kaybı sonucu bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri görülebilir.
Yaz sıcaklığından en çok etkilenenler çocuklar, yaşlılar, hamileler, tansiyon, kalp ve şeker hastalığı olan bireylerdir. Özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar sıcak havalarda susuz kalmamaya daha çok dikkat etmelidir.
Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplar:
- 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar,
- Küçük çocuklar,
- Bakıma ihtiyacı olanlar,
- Engelli bireyler,
- Hamileler,
- Açık alanda, ağır işlerde çalışanlar,
- Sporcular,
- Kronik hastalığı (şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları) olanlar,
- Sürekli ilaç (özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) kullanan kişiler.
Aşırı Sıcaklardan Korunmak İçin;
- Her zamankinden daha fazla su için ve su içmek için susamayı beklemeyin.
Yaz Aylarında Yeterli Su Tüketiminin Önemi
Su vücut için en doğal ve önemli sıvı kaynağıdır. Vücutta sıvı dengesinin sağlanması ‘hidrasyon’ olarak adlandırılır. Vücuttan kaybolan sıvının yerine konmaması sonucu vücut sıvısının azalması “dehidratasyon” olarak tanımlanır. Vücutta aşırı sıvı kaybı tehlikelidir. Özellikle bebekler dehidratasyon açısından en riskli gruptur.
Suyun vücut çalışmasındaki görevleri;
- Besinlerin sindirimi, besin ögelerinin emilimi ve hücrelere taşınması,
- Hücrelerdeki biyokimyasal tepkimelerin oluşması,
- Hücre, doku ve organ ve organ sistemlerinin çalışması,
- Metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması,
- Vücut ısısının denetimi,
- Eklemlerin kayganlığının sağlanması,
- Kalsiyum, magnezyum flor gibi mineralleri sağlaması.
Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca tercih olmalıdır. Su enerji içermez ve en iyi şekilde hidrasyon sağlar.
Su gereksinmesi hava sıcaklığı, fiziksel aktivite ve tüketilen diyete göre değişir. Sıcak havada, fazla fiziksel aktivite yapıldığında ve diyette protein ve tuz miktarı fazla olduğunda terleme ve böbrekler yoluyla, ateşli hastalıklarda solunum yoluyla, ishalde bağırsak yoluyla su atımı artar. Bu durumda su/sıvı gereksinmesi de artar. Su kaybı sonucu plazma yoğunluğunun %1 oranında artması ile susama merkezi uyarılır ve susama duygusu gelişir. İdrar renginin koyulaşması su gereksinmesinin karşılanmadığının göstergesidir. İleri yaşlarda (65 ve üzeri) susama hissi azaldığından, bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Günlük önerilen toplam sıvı alım miktarı erkekler için 2500 mL ve kadınlar için 2000 mL’dir.
Günlük su gereksinmesi: 35 mL x vücut ağırlığı (kg) şeklinde de hesaplanabilir.
Sular, nane, çubuk tarçın, limon, meyveden yapılmış buzlarla aromalandırılabilir.
Her yemekte, yemek aralarında, egzersiz öncesinde ve sonrasında su içilmelidir.
Kaynak: Türkiye Beslenme Rehberi 2022