Cilt Kanseri Farkındalık Ayı

cilt kanseri

Mayıs ayı, "Cilt Kanseri Farkındalık Ayı" olarak belirlenmiştir. Bu ay boyunca düzenlenen etkinliklerle, özellikle yaz aylarında artan güneş maruziyeti öncesinde, toplumun cilt kanseri konusunda bilinçlenmesi ve erken teşhisin önemi vurgulanmaktadır.

Cildimiz, vücudumuzu dış çevreden ayıran ve koruyan en büyük organımızdır. Bu özelliği sayesinde vücudu zararlı çevresel etkenlere karşı koruma görevi üstlenir. Cilt kanseri, derideki hücrelerin anormal bir şekilde çoğalması sonucu oluşur. Her cilt değişikliği kanser anlamına gelmez; ancak şüpheli bir değişiklik fark edildiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurulması önerilir.

Cilt kanseri riskini artıran en önemli çevresel faktör, güneş ışınlarıdır. Özellikle ultraviyole (UV) ışınları cilt hücrelerine zarar vererek kanser gelişimine yol açabilir. Güneşin en yoğun olduğu saatler olan 10.00–16.00 arasında korunmasız kalmak, riski ciddi şekilde artırır. Ayrıca çevresel kirlilik ve zararlı kimyasalların ciltle teması da riski artıran diğer faktörlerdir. Yapılan araştırmalar, hava kirliliği ile cilt kanseri arasında ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Hava kirliliği, cilt hücrelerine zarar vererek oksidatif stres yaratır ve bu da kansere zemin hazırlayabilir. İklim ve coğrafi koşullar da risk üzerinde etkili olabilir.

Cilt kanserine yakalanma riskini artıran diğer faktörler arasında şunlar yer alır:

  • Şiddetli ve uzun süreli güneş maruziyeti
  • Solaryum gibi yapay UV ışınlarına maruz kalmak
  • Açık havada uzun süre çalışmak
  • Özellikle çocukluk döneminde yaşanan şiddetli güneş yanıkları
  • Ailede ya da bireyde cilt kanseri öyküsü
  • Açık tenli, kolay çillenen ve güneş yanığı geçiren cilt yapısı
  • Bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımı

Deri kanseri genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde görülse de, güneş görmeyen alanlarda da ortaya çıkabilir. Ne kadar erken teşhis edilir ve tedaviye başlanırsa, ciddi şekil bozuklukları veya ölüm gibi olumsuz sonuçlardan korunma şansı o kadar artar. Bu nedenle düzenli cilt kontrolü yaptırmak ve risk düzeyi hakkında doktorunuza danışmak önemlidir.

Cilt kanserleri genel olarak iki ana gruba ayrılır:

  1. Melanom dışı deri kanserleri: Derinin üst tabakalarında başlar, genellikle güneşe maruz kalma ile ilişkilidir.
  2. Melanom: Cilde rengini veren melanosit hücrelerinin kontrolsüz büyümesiyle oluşur. Nadir görülmesine rağmen hızlı yayılır ve ölüm oranı yüksektir. Bu nedenle melanomun erken tanısı hayati önem taşır.

Melanomun erken tanısı ve tedavisi, hastaya tam iyileşme şansı sunar. Ancak tanı ve tedavide gecikme, kanserin hızla yayılmasına ve yaşam kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle bireyin düzenli aralıklarla kendi kendini muayene etmesi ve yeni, şüpheli oluşumları fark ettiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurması büyük önem taşır.

Ülkemizde melanom dışı cilt kanserlerinin insidans hızı erkeklerde yüz binde 23,4; kadınlarda ise yüz binde 15,5’tir. Her yıl yaklaşık 20.000 kişiye melanom dışı cilt kanseri tanısı konulmaktadır. Melanom sıklığı ise erkeklerde yüz binde 1,9; kadınlarda yüz binde 1,2 olup, yıllık melanom vaka sayısı yaklaşık 1.500’dür.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), özellikle açık tenli bireylerin yoğun ultraviyole (UV) radyasyona maruz kaldığı toplumlarda melanomun önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini belirtmekte ve ülkeleri bu alanda acil önlemler almaya çağırmaktadır.

Her ne kadar cilt kanserlerini tamamen önlemenin kesin bir yolu olmasa da, bireyler bazı korunma yollarını benimseyerek risklerini azaltabilirler:

Cilt Kanserinden Korunmak İçin Öneriler:

  • Açık havada güvenli güneş koruma yöntemlerini uygulayın.
  • Koruyucu giysiler (gömlek, şapka) tercih edin.
  • Geniş spektrumlu, yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanın.
  • Güneş gözlüğü takarak gözlerinizi ve göz çevresini UV ışınlarından koruyun.
  • Zararlı kimyasallardan uzak durun.
  • Cildinizi düzenli olarak kontrol edin ve neyin "normal" olduğunu öğrenin.

Cilt kanserlerinin erken teşhisinde net bir rehber bulunmamakla birlikte, kişinin kendi cildini tanıması oldukça önemlidir. Bu amaçla benlerin, lekelerin, çillerin ve diğer izlerin zaman içindeki görünümünü takip etmek faydalıdır. Ayda bir kez yapılacak kendi kendine cilt muayenesi, değişikliklerin erken fark edilmesini sağlar.

Kendi Kendine Cilt Muayenesi Nasıl Yapılır?

  • İyi aydınlatılmış bir odada, tam boy bir aynanın önünde muayene yapın.
  • Uyluk arkası gibi zor görülen alanlar için el aynası kullanın.
  • Avuç içleri, ayak tabanları, saç derisi, kulaklar, tırnaklar ve sırt gibi tüm bölgeleri inceleyin.
  • Sırt ve saçlı deri gibi zor bölgelerde yakınlarınızdan yardım alabilirsiniz.

Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler:

  • Yeni oluşmuş veya boyut, şekil, renk değiştirmiş benler, lekeler
  • Olağandışı yaralar, kabarıklıklar, izler veya ciltte hissedilen farklılıklar
  • Kızarıklık, şişlik, pullanma, düzensizlik, sıvı sızması, kanama
  • Kaşıntı, hassasiyet veya ağrı gibi belirtiler

Bu tür değişiklikler cilt kanseri belirtisi olabilir. Bu nedenle gecikmeden bir sağlık profesyoneline başvurmak hayat kurtarıcı olabilir. Unutmayın: “Erken Teşhis Hayat Kurtarır”


“Cildinizi Tanıyın, Sağlığınızı Korumaya Alın!”

“Erken Fark Et, Sağlığını Koru!”

1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası

Kanser, dünyada ve ülkemizde ölümlere sebep olan hastalıklar arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir halk sağlığı problemidir. Sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalıktır. Yüksek tedavi maliyetleri nedeniyle ülkelerin ekonomisini de olumsuz etkilemektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022 yılı verilerine göre; ilgili yılda küresel bazda 19.9 milyon yeni kanser vakası tespit edilmişken, hastalığa bağlı 10 milyona yakın ölüm gerçekleşmiştir. Dünya genelinde, 75 yaşına kadar her 5 kişiden 1 kişinin kansere yakalanacağı ve her 10 kişiden 1’inin ise kanser nedeniyle hayatını kaybedeceği tahmin edilmektedir. Dünyada ve ülkemizde ilk sıralarda yer alan kanser türleri akciğer, meme ve kolorektal kanserler olarak benzerlik göstermektedir.   

Gelecek yıllarda dünya nüfusunun artması, yaşlanması ve kansere yol açabilecek risk faktörlerine daha çok ve uzun süre maruz kalınması ile birlikte gerek tanı konacak kanser olgu sayısının gerekse bahsi geçen hastalığa bağlı ekonomik, sosyolojik ve psikolojik yükün artması beklenmektedir. 

Kanserlerin %90’ı çevresel, %10’u ise genetik faktörlere bağlı olarak gelişmekte olup çevresel faktörler arasında yer alan tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu ve/veya obez olma ve enfeksiyonlar ile etkin mücadele yoluyla %30-%50 oranında önlenebileceği bilinmektedir. Risk faktörleriyle mücadele edilmek suretiyle ortaya çıkması önlenebilen, erken teşhis edildiğinde etkin tedavi edilerek yaşam kalitesi artırılabilen kanser türleri göz önüne alındığında farkındalığın, kanser belirtilerini bilmenin ve tarama faaliyetlerinin önemi ortaya çıkmaktadır. 

Bu bağlamda “1-7 Nisan” tarihleri arasını kapsayan hafta, ülkemizde “Ulusal Kanser Haftası” olarak belirlenmiştir ve her yıl, ülkemiz açısından önemi giderek artan kanser hastalığına karşı halka farkındalık oluşturmak, sunulan sağlık hizmetlerini tanıtmak ve taramalara katılımı artırmak için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinlikler, kanser mücadelesinde önemli bir yer tutmaktadır. 

Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama Programları

Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlarda yılda bir kez klinik meme muayenesi, 2 yılda bir mamografi ile yapılmaktadır.

Rahim ağzı kanseri taraması; 30-65 yaş arasındaki kadınlarda 5 yılda bir HPV-DNA testi ile yapılmaktadır.

Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklerde 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) ile yapılmaktadır. Bu kişilerin 10 yılda bir kolonoskopi yaptırması önerilmektedir.

Bakanlığımızın koruyucu ve önleyici faaliyetleri içerisinde önemli bir yeri olan kanser taramaları; Toplum Sağlığı Merkezlerine (TSM) bağlı olarak hizmet veren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM), Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) ve Mobil Tarama Araçları ile de kişilerin bulundukları yerlerde ücretsiz olarak yapılmaktadır.

Tarama sonrasında pozitif ya da şüpheli bulunan kişiler, tarama sonrası teşhis merkezlerine yönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından verilmektedir. 

Bununla birlikte halkı bilgilendirme, bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma çalışmalarının yılın bir haftası ile sınırlı tutulmayıp yıl boyunca sürdürülmesi kanser mücadelesinde önemli kazanımlar sağlayacaktır.

#ErkenTanıAlSağlıklaKal

#RisktenKaçınKanserdenKorun

Mart Ayı Kolorektal (Kalın Bağırsak) Kanser Farkındalık Ayı

wweb

Mart ayı “Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı” olarak, kanser farkındalığını artırmak, kolorektal kanser taramasının önemini vurgulamak ve kişinin kalın bağırsak, rektum veya anüs kanserine yakalanma riskini azaltabilecek sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının kazanılmasını sağlamak amacıyla çeşitli faaliyetler gerçekleştirilmektedir.

Kolorektal kanserler dünyada ve ülkemizde yaygın görülen kanser türleri arasında yer almaktadır. Ülkemizde kolorektal kanser hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen 3. kanser türüdür. Dünya çapında bir yıl içerisinde 1,9 milyon yeni kolorektal kanser vakası ve 900 binden fazla kolorektal kanser kaynaklı ölüm vakası tespit edilmiştir.

Avrupa, Kuzey Amerika, Rusya, Avustralya ve Yeni Zelanda 'da görülme sıklığı Asya ve Afrika bölgelerine göre daha yüksektir. Bu coğrafi farklılığın önemli etkenlerinin; beslenme tarzı, çevresel maruziyet ve genetik yatkınlık olduğu düşünülmektedir. 40 yaşın altında kolorektal kanser nadirken, 40-50 yaştan sonra görülme sıklığı artmaya başlamaktadır. Kolorektal kanser vakalarının %85’i 50 yaş ve üzerindedir.

Kalın bağırsağın polip ve kanserleri çoğu kez büyüyene kadar belirti vermezler. Tarama programları ile henüz kansere dönüşmemiş (premalign) adenomatöz polipleri ve erken dönem lokalize kanserleri saptamak ve tedavi etmek mümkündür.

Erken evrede teşhis edildiğinde büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olan kolorektal kanserler, tarama programlarının uygulanması ile söz konusu hastalığın görülme sıklığı ve ölüm oranı üzerinde çok olumlu kazanımlar sağlandığı yapılan birçok çalışma ile ortaya konmuştur. 

Ülkemizde Kolorektal Kanser Taraması Ulusal Standartları belirlenerek uygulamaya konulmuştur. 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkek nüfusa Toplum Sağlığı Merkezleri(TSM), Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’nde Gaitada Gizli Kankiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir bir şekilde 2 yılda bir ücretsiz olarak tarama yapılmaktadır. Tarama kapsamında bu yaş grubundaki kişilere ayrıca 10 yılda bir kolonoskopi yapılması önerilmektedir. Tarama sonucunda Gaitada Gizli Kan Testi (GGKT) pozitif olan kişiler ileri tetkik amacıyla ikinci/üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirilmektedir.

Kolorektal Kanser Risk Faktörleri:

  • Aşırı kilolu veya obez olmak,
  • Fiziksel olarak aktif olmamak,
  • Fazla miktarda işlenmiş (sosis, salam vb.) veya işlenmemiş kırmızı et (sığır, kuzu, karaciğer ve benzerleri) tüketimi,
  • Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı,
  • Alkol kullanımı, 
  • Diyabet ve insülin direnci varlığı,
  • Kolesistektomi,
  • Cinsiyet (hem insidans hem de ölüm oranları erkeklerde kadınlara göre önemli ölçüde daha yüksektir.)
  • İleri yaş,
  • Irk ve etnik köken,
  • Kişide kalın bağırsak poliplerinin veya kolorektal kanser öyküsünün bulunması,
  • Kişide inflamatuvar bağırsak hastalığı öyküsünün varlığı,
  • Ailede kalın bağırsak polipleri veya kolorektal kanser öyküsünün olması,
  • Kalıtsal bir sendromun varlığı (Lynch Sendromu, adenomatöz ve hamartomatöz polipozis sendromları vb.)
  • Tip 2 diyabet hastası olunması,
  • Akromegali varlığı,
  • Böbrek transplantasyonu geçirmiş olmak,
  • Androjen yoksunluğu tedavisi almış olmak,
  • Kistik fibrozis varlığı,
  • Abdominopelvik radyasyon öyküsünün olması.

Kolorektal Kanser Belirtileri

Kolorektal kanser, tümörün bulunduğu bağırsak bölgesine göre farklı belirtiler gösterebilir fakat hiçbir belirti vermeden de oluşabilir. Belirti göstermesi durumunda bulunduğu bölgeye göre farklı şikayetlere sebep olur. Belirtilerin silik olması, sinsi ilerleyişi sebebiyle tarama programları özellikle önem arz eder. Görülebilecek belirtiler genel olarak şunlardır:

  • Bağırsak alışkanlıklarında ishal-kabızlık gibi değişikliklerin meydana gelmesi ve bu değişikliklerin birkaç günden uzun sürmesi,
  • Bağırsakta tam boşalmama hissi,
  • Parlak ya da koyu kırmızı kanla karakterize rektal kanama,
  • Dışkının koyu kahverengi veya siyah görünmesine neden olabilecek kanın varlığı,
  • Karında şişkinlik, kramp tarzında ağrı veya gaz şikâyeti,
  • Bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı,
  • Kansızlık (Anemi), halsizlik, yorgunluk,
  • Ağrılı dışkılama,
  • Kitle

Kolorektal Kanser Tanısı

Bazı kanserlerde olduğu gibi kolorektal kanserler de genellikle büyüyene kadar belirti vermezler. Bu sebeple amaç, daha belirti vermezken tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması, poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması kolorektal kanser gelişimini önleyebilir. Erken tanı konulduğunda kolorektal kanserin tedavisi de daha etkin olabilmektedir.  Bu nedenle, 50 yaş üstü kişilerde taramaya başlanmalı, kolorektal kanser için artmış riski olan kişilerde ise tarama programına daha erken yaşlarda başlanmalıdır. 

Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile yaşam süresi ve kalitesi artmaktadır. 

Kalın Bağırsak Kanseri Tedavisi

  • Erken evre kolorektal kanserin temel tedavisi cerrahi girişimdir. Tümör içeren bağırsak bölümü ve bu bölüme komşu lenf bezleri bu işlemde çıkarılmaktadır.
  • Kalın bağırsak kanserinin tedavisinde hastalığın evresine göre kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik ilaçlar ve immunoterapi seçenekleri mevcuttur.

Kolorektal Kanserlerden Korunma Stratejileri

Kolorektal kanserleri önlemek için atılması gereken en önemli adımlardan biri tarama programı olmakla birlikte, aşağıdaki sağlıklı yaşam davranışlarını uygulamak da diğer birçok kanserden olduğu gibi kolorektal kanserlerden korunmada önemlidir:

  • Sağlıklı kiloda olmak ve bunu sürdürmek
  • Kırmızı ve işlenmiş et tüketimini sınırlandırmak ve daha fazla taze sebze, meyve ve tam tahıl ürünü tüketmek.
  • Posa içeriği yüksek besinlerin tüketimini artırmak. (Posa içeriği en yüksek besinler sırasıyla; kuru baklagiller, tahıllar ve sebze-meyvelerdir.)
  • Günde 30-60 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite yapmak (tempolu yürüyüş, bisiklete binmek gibi)
  • Sigara ve alkol kullanmamak.

 

“Kolorektal Kanserlerden Korunmak Sizin Elinizde; Sağlıklı beslenin, Egzersiz yapın, Tarama Testlerinizi İhmal Etmeyin.’’

Mamografi Çekim Teknikleri Eğitimi

kanser1

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Dairesi Başkanlığınca 81 ildeki 1. Basamak Sağlık Kuruluşlarında (Toplum Sağlığı Merkezi, Sağlıklı Hayat Merkezi, KETEM ve Mobil Tarama Araçları) görevli, meme kanseri taramalarında mamografi çekim hizmeti veren Radyoloji Teknisyen / Teknikerlerine, alanında uzman akademisyen radyologlar tarafından çevrimiçi olarak 18 Şubat 2025 tarihinde “Mamografi Çekim Teknikleri Eğitimi” gerçekleştirilmiştir.

Etkili ve verimli bir çalışma olarak nitelendirilen bu eğitim programına yaklaşık 363 kişi katılım sağlamıştır.

kanser2

 

 

 

 

Uluslararası Çocukluk Çağı Kanserleri Günü

Uluslararası Çocukluk Çağı Kanserleri Günü olan 15 Şubat’ta; çocukluk çağı kanserleri hakkında farkındalık yaratmak, kanserli çocuklar ve ailelerine destek sağlamak için küresel bir iş birliği kampanyası yürütülmektedir. Her yıl 15 Şubat günü, küresel çapta gerçekleştirilen etkinliklerle dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar kanserli tüm çocuk ve adölesanların tedavi, bakım ve desteğe eşit erişim ihtiyaçlarına dikkat çekilmektedir. 

Kanser, dünya çapında çocuklar ve adölesanlar arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biridir; her yıl 0-19 yaş arası yaklaşık 300 bin çocuğa kanser teşhisi konulmaktadır. Ülkemizde ise bir yıl içerisinde yaklaşık 4.700 çocuğa kanser teşhisi konulmaktadır. Çocukluk çağında ortaya çıkan kanser türleri yetişkinlikte ortaya çıkan kanser türlerinden önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Çocukluk çağı kanserlerinin en sık görülen türleri arasında lösemiler (%35), lenfomalar (%15), merkezi sinir sistemi tümörleri (%14,4) yer almaktadır. 

  Son yıllarda çocukluk çağı kanserlerinin tedavilerinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Örneğin, 30 yıl önce kaçınılmaz olarak ölümcül olduğu düşünülen akut lösemi, günümüzde %70'i aşan beş yıllık yaşam oranıyla en sık görülen çocukluk çağı kanseridir. Diğer kanser türlerinin tedavisinde de benzer ilerlemeler kaydedilmiş; radyasyon tedavisi, cerrahi ve kemoterapi yöntemlerinin birlikte kullanılmasıyla çocukluk çağı kanserlerinde uzun süreli yaşam önemli ölçüde artmıştır. Çocuklar yetişkinlerden farklıdır ve genel olarak pediatrik kanserler önlenebilir değildir. Erken teşhis hedefine ulaşmak amacı ile farklı belirtilerin dikkate alınarak hem ebeveynlerin hem de sağlık personelinin harekete geçmesi önemlidir. 

 Çocukluk çağı kanserlerinin neden sonuç ilişkisi erişkinlerde görülen kanserler kadar net değildir ve bilinen bir tarama programı yoktur. Bugüne kadar çocukluk çağı kanserleri için sadece birkaç kesin risk faktörü tanımlanmıştır. Karsinojenitesi bilinen risk faktörlerinden biri iyonlaştırıcı radyasyondur. İyonize radyasyonun lösemi ve tiroid kanser riskini arttırdığı yapılan birçok çalışma ile ortaya konmuştur. Olası diğer risk faktörleri arasında; genetik yatkınlık, genetiğe dayalı bireysel duyarlılık, bazı virüslere maruziyet (Epstein-Barr, Hepatit B, İnsan Herpes ve HIV virusları gibi) yer almaktadır.

Çocukluk çağı kanserleri için uyarıcı olabilecek belirti ve semptomlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Deride solukluk (Kansızlık, anemi varlığı) 
  • Halsizlik
  • Enfeksiyonlara yatkınlık
  • Sıra dışı kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması gibi), ciltte sık sık morluklar, kesik oluştuğunda kanamanın güçlükle durdurulması
  • İştahsızlık, açıklanamayan ani kilo kaybı 
  • Dalakta büyüme
  • Lenf düğümlerinde şişlikler 
  • Kemik ve eklemlerde ağrılar (özellikle sıklığı ve şiddeti artıyorsa, uykudan uyandırıyorsa)
  • Açıklanamayan ateş 
  • Ani görme değişiklikleri
  • Genellikle kusmanın eşlik ettiği, sık baş ağrısı 

Yukarıda sayılan belirtilerden birçoğunun, kanser hastalığı dışında herhangi başka bir sebepten de kaynaklanabileceği ve aslında bu ihtimalin daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Erken belirtiler genellikle çok daha yaygın hastalıkların veya yaralanmaların neden olduğu belirtilere benzer olduğundan çocuklardaki kanserleri hemen fark etmek zor olabilir. Yine de birçok çocukluk çağı kanseri, şikayetler ve belirtiler nedeni ile başvurulan bir doktor ya da ebeveynler tarafından erken dönemde tespit edilir. Çocuklarda kanser yaygın olmamakla birlikte, geçmeyen olağan dışı belirti veya semptomların varlığında bir sağlık kuruluşuna baş vurmak doğru olacaktır.  

Çocukluk çağı kanserlerini erken saptamanın en iyi yolu, söz konusu hastalığın olası belirtilerini gözden kaçırmamaktır. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynamaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin en sık başvuru bulgularının, hastayı ilk gören hekim tarafından bilinir olması hastanın vakit kaybetmeden tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamada en önemli faktördür.

Çocuklarda kanser tedavisi, Ülkemizde Genel Sağlık Sigortası kapsamında olup ücretsiz yapılmaktadır.  

Sağlıklı çocuklar ve ergenler, üretken ve sürdürülebilir topluluklara ve ilerici uluslara katkıda bulunur. Kaybedilen her çocuk geleceğin yeri doldurulamaz bir parçasıdır. 

“Çocuklardaki kanser, küresel kanser yükünün yalnızca küçük bir kısmı olsa da, çocuklar ve aileleri için bu, yaşamla ölüm arasındaki farktır.“ 

Çocukluk çağı kanseri önemli bir halk sağlığı ve toplumsal bir sorundur. Bu nedenle vatandaşlarımızın, çocukluk çağı kanserleri hakkında bilgilendirilmeleri, erken tanı ve tedavi için çocukluk çağı kanserlerinin bulgu ve belirtilerinin bilinirliğinin artırılması yararlı olacaktır.

Çocukluk çağı kanserlerinin önlenmesi, erken tanı ve tedavi için hemen harekete geçmeliyiz!

Publish modules to the "offcanvs" position.