Üst Bant Görseli

12 Ekim Dünya Artrit Günü

Artrit, eklem ağrısı veya eklem hastalığıyla ilgili yüzden fazla romatizmal hastalık türünü kapsayan, her yaştan insanda görülebilen ve sebep olduğu belirtiler (ağrı, şişlik gibi) nedeniyle hastaların yaşam kalitelerini olumsuz etkileyen, hatta yaşam sürelerini kısaltabilen hastalıklardır.

Dünya Sağlık Teşkilatı verilerine göre dünyada 350 milyon insanın artrit olduğu tahmin edilmektedir. Önemine binaen, hastalık hakkında bireysel ve toplumsal düzeyde farkındalık oluşturmak amacıyla dünyada 12 Ekim günü “Dünya Artrit Günü” olarak ilan edilmiştir.

Halk arasında “eklem iltihabı” olarak bilinen artritin en sık görülen iki tipi osteoartrit ve romatoid artrittir. 

Yaygın semptomlar eklem ağrısı, eklemlerde şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığıdır. Bundan dolayı artrit, kişinin hareketliliği ve genel yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilmektedir.

Artritin en sık görülen türü osteoartrittir. Bir veya daha fazla eklem ve çevresinde ağrı, sertlik ve şişlik semptomları ile seyretmektedir. Dünya genelinde bireylerin %3,3-3.6’sını etkilemektedir. 43 milyon kişide orta-ileri derecede engelliliğe yol açan osteoartrit küresel olarak engelliliğe yol açan hastalıklar arasında onbirinci sırada yer almaktadır.

TÜİK tarafından yayımlanan 2022 yılı Türkiye Sağlık Araştırması Raporu’nda; 15 yaş üzerinde sağlık sorunu yaşayan kişilerde %8’inin nedeninin osteoartrit olduğu, kadın hastaların oranının erkeklere kıyasla yaklaşık iki kat fazlalığı dikkat çekmektedir.

Osteoartrit, yaşlanma ile ilişkilidir ve genellikle 40 yaşından sonra başlar. Osteoartrit oluşmasında yaş ve kadın cinsiyeti gibi değiştirilemeyecek risk faktörlerinin yanında aşırı kilo, spor yaralanmaları, kas kuvvetsizliği, eklemlere aşırı yüklenme ve uygunsuz beslenme gibi değiştirilebilir risk faktörleri belirleyici rol oynamaktadır. Yıllar boyunca sürekli yüklenme stresine maruz kalan diz, el, kalça, boyun ve bel omurga bölgeleri hastalıktan daha fazla etkilenmektedir.  

Hastalığın tanısı klinik ve radyolojik bulgulara dayalı olarak konulmaktadır. Tedavinin temel amacı semptomları azaltmak, engellilik gelişimini önlemek ve yaşam kalitesini artırmaktır.

Konunun önemine binaen Bakanlığımız “Türkiye Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı (2021-2026)” hazırlamış ve uygulamaya koyarak artrit nedenleri ve etkileri konusunda farkındalığı artırmak, erken tanı, uygun tedavi, izlem ve rehabilitasyon faaliyetlerinin çok paydaşlı bir şekilde yürütülmesi için önemli bir adım atmıştır.

Bu bağlamda, aile hekiminizden ve sağlıklı hayat merkezlerinden hastalığınıza yönelik danışmanlık desteği alarak ve hastalığınızı, hekiminizin önerilerine uygun bir şekilde tedavi ettirerek çalışmalarımızı desteklemenizi; aşağıdaki önerilere uygun hareket ederek sağlığınızı korumanızı diliyoruz.

  • Yüzmek ve yürümek gibi eklem dostu aktiviteleri hayatınıza ekleyin, fiziksel olarak aktif olun.
  • Eklemlerinizdeki yükü hafifletmek için ideal kilonuzu koruyun.
  • Yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, zencefil, fındık, baklagiller ve lif gibi bol miktarda antiinflamatuar gıda içeren dengeli bir beslenmeyi tercih edin.
  • Sigara ve alkolden kaçının.

Bugün yaşam kalitenizi arttırmak, artriti tanımak ve gecikmemek için iyi bir fırsat olabilir.

#FizikselAktifOlun

#EklemleriniziKoruyun

#AcıÇekmekGerekmez

Halk Sağlığı Hizmetleri Bölge Değerlendirme Toplantısı Bursa İlinde Gerçekleştirilmiştir.

Genel Müdürlüğümüz tarafından düzenlenen "Halk Sağlığı Hizmetleri Bölge Değerlendirme Toplantısı'' Bursa ilinde yapıldı. Genel Müdürümüz Prof. Dr. Sedat Kaygusuz başkanlığında yapılan toplantıya, daire başkanları, 15 ilin (Balıkesir, Bilecik, Bolu, Bursa ,Çanakkale, Çankırı, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Zonguldak, Yalova, Düzce) İl Sağlık Müdürleri ve Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanları katıldı. İki gün süren değerlendirme toplantısının ikinci gününde, kurum ziyaretleri yapıldı.

 

1
2

1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü

Dünyada yaşanan sosyoekonomik gelişmeler, sağlık hizmetlerinde yaşanan ilerlemeler ve bu hizmetlere erişimin artması doğuşta beklenen yaşam süresinin uzaması ile sonuçlanmıştır. Bu da 65 yaş ve üzeri nüfusu kapsayan yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının artması anlamına gelmektedir. Yapılan projeksiyonlar, 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık beşte birinin yaşlılardan müteşekkil olacağını göstermektedir.

Tabii olarak, zaman geçtikçe bireysel ve toplumsal etkisi artan yaşlılık ve yaşlı sağlığı hakkında farkındalık artırıcı faaliyetler gerçekleştirmek tüm insanlık için daha önemli hale gelmiştir. Buna istinaden “1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü” tüm dünyada, yaşlılara yönelik etkinliklerin gerçekleştirildiği özel bir gün olarak kabul edilmiştir.

Bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan çevresine olan uyumunun azaldığı yaşam dönemi olarak bilinse ve genellikle olumsuz durumlarla birlikte anılsa da yaşlılık, tecrübelerin zirveye ulaştığı dönemdir ve iyi uyum sağlanması halinde aktif ve sağlıklı bir şekilde geçirebilir. Buna dayanılarak 2023 yılının teması “egzersiz yap, yaşamına hareket kat” olarak belirlenmiştir.

Yapılan bilimsel araştırmalar, düzenli aktivite ve egzersiz alışkanlığının sağlıklı yaşlanmanın en önemli belirleyicilerinden biri olduğunu ortaya koymuştur. Yaşlılık döneminde uygun, düzenli ve sürekli olarak geçekleştirilecek bedensel ve zihinsel egzersizlerin, bu dönemdeki yaşam kalitesini artıracağı ve kendini iyi hissetme duygusunu olumlu yönde etkileyeceği de unutulmamalıdır.

Ne yazık ki hareketsizlik, başka bir ifadeyle sedanter yaşam, ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. TÜİK tarafından yapılan “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2022’ye göre, çalıştığı zamanlar dışında fiziksel aktivite veya boş zaman etkinliklerini hiç yapmayanların sıklığı 65 ve üzeri yaşlarda %71,4’tür. Dolayısıyla, fiziksel aktivite azlığını tersine çevirmek, yaşlı bireylerin aktif ve bağımsız yaşamalarını teşvik etmek yaşlılarımız kadar kendimiz için de bir ödev olarak görülmelidir.

Bu bağlamda Bakanlığımız, ilgili paydaşların katılımıyla ‘Türkiye Sağlıklı Yaşlanma Eylem Planı ve Uygulama Programı, 2021-2026’yı hazırlayarak, sağlıklı yaşlanma ve yaşlılara yönelik sağlık hizmetlerine dair kurum ve kuruluşların sorumluluklarını belirlemiş, bu amaca yönelik etkinlikleri ortaya koymuştur.

Yine, geliştirdiği Hastalık Yönetim Platformu (HYP) uygulaması ile aile hekimlerimize, kronik hastalıklara yönelik risk faktörlerini belirleme ve çok yönlü yaşlı izlemi ve değerlendirmesi yapabilme imkanını sağlamıştır.

Sağlıklı hayat merkezlerimiz de sağlıklı yaşama dair danışmanlık hizmetleriyle vatandaşlarımızın yanında olmaya devam etmektedir.

Biz de bu vesileyle vatandaşlarımızı;

  • Sağlıklı yaşlanmak ve aktif bir yaşlılık dönemi geçirmek için sağlıklı yaşam önerilerine uymaya,
  • Aile hekimini ziyaret ederek kronik hastalıklara yönelik tarama ve izlemlerini yaptırmaya,
  • Yaşlılarımızın çok yönlü yaşlı izleme ve değerlendirmesini yaptırmalarını sağlamaya,
  • Sağlıklı hayat merkezlerinden sağlıklı yaşam ve fiziksel aktivite desteği almaya,

davet ediyor, yaşlılarımıza sağlıklı günler diliyor, saygılarımızı sunuyoruz.

#egzersizyap#

#yaşamınahareketkat#

29 Eylül Dünya Kalp Günü

Kalp ve damar hastalıkları (kardiyovasküler hastalıklar), kalbi ve damar sistemini olumsuz etkileyen hastalıkları kapsar. Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığı artan kalp ve damar hastalıkları, Dünya Sağlık Teşkilatı (DST) verilerine göre dünyada her üç kişiden birinin ölümünden sorumludur. Bu haliyle kalp ve damar hastalıkları küresel bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir.

Bu sebeple dünyada her yılın 29 Eylül günü “Dünya Kalp Günü” olarak belirlenmiş olup gün vesilesiyle, belirlenen tema çerçevesinde topluma ve sağlık çalışanlarına yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Buna istinaden 2023 yılının teması "Kalbini Dinle, Kalbini Anla” şeklinde belirlenmiştir.

Kalp ve damar hastalıkları kişisel, davranışsal, çevresel ve sosyoekonomik risk faktörlerinden kaynaklanabilmektedir. Sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, alkol kullanımı, tütün kullanımı, hava kirliliği, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, obezite ve böbrek hastalığı en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Ayrıca aile geçmişi, stres, etnik köken, cinsiyet ve yaş da kişide kalp ve damar hastalıklarının gelişimini etkileyebilmektedir.

Dolayısıyla risk faktörleriyle mücadele etmek kalp ve damar hastalıklarından korunmada ya da ilerlemelerini durdurmada birincil korunma yöntemidir. Yapılan araştırmalar, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle 30-70 yaş arasında görülen kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin %80’inin önlenebileceğini ortaya koymaktadır.

Kalp ve damar hastalıklarının erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlenmesi yoluyla söz konusu hastalıkların ilerlemesini durdurulması ve bu hastalıklara bağlı yeni hastalık oluşmasını engellemesi en önemli mücadele basamaklarından biridir. 

Bu sebeple Bakanlığımız, Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) adını verdiği bir uygulama geliştirerek birinci basamak sağlık hizmet sunucularının kronik hastalıkların erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlemlerinde daha aktif bir rol üstlenmesini sağlamıştır. Sürecin, kanıta dayalı klinik uygulama yönergeleri doğrultusunda yürütülmesi ile hastalıkların kontrol altına alınması, bireylerin fonksiyon kaybı yaşamalarının ve engelli hale gelmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

HYP kapsamında aile hekimlerimiz tarafından, 40 yaş ve üstü bireylerin yılda en az bir kez kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapılmaktadır.

Kardiyovasküler risk değerlendirmesinde öncelikle kişinin yaşı, cinsiyeti, sigara kullanım bilgileri alınmakta, kan basıncı ölçülmekte ve kolesterol değerine bakılmakta, elde edilen veriler kullanılarak 10 yıl içinde ölüme neden olabilecek bir kalp ve damar hastalığı geçirme riski hesaplanmaktadır

Aile hekimlerimiz, kardiyovasküler risk değerlendirmesi sonucuna göre hastaların gerekli tedavilerini düzenlemekte, yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık yapmakta, gerekli hallerde Sağlıklı Hayat Merkezlerine ya da hastanelere yönlendirmektedir.

Sağlıklı bir kalp için;

  • Aile hekimine başvur!
  • Kardiyovasküler risk değerlendirmeni yaptır!
  • Sağlıklı beslen!
  • Hareket et!
  • Sigaradan uzak dur!

Sağlıklı bir kalp ile sağlıklı bir yaşam geçirmenizi diliyoruz.

Dünya Kuduz Günü

Kuduz; insan sağlığını tehdit eden ve klinik belirtiler geliştikten sonra geriye dönüşü olmayan ve dramatik bir şekilde ölümle sonuçlanan zoonotik bir hastalıktır.

Dünya da Kuduz, 150'den fazla ülke ve bölgede görülen, aşı ile önlenebilir viral bir hastalık olduğu bilinmektedir.

Ülkemizde insan kuduz vakalarının önlenmesi amacıyla kuduz riskli temas öncesi ve temas sonrası profilaksi uygulamaları Sağlık Bakanlığı Kuduz Profilaksi Rehberi çerçevesinde yapılmaktadır. Kuduz riskli temas sonrasında erken müdahale hayat kurtarmaktadır.

Kuduzun öneminin anlaşılması ve hastalığa ilişkin farkındalığın artırılması amacıyla Dünya Sağlık Örgütü, 28 Eylül’ü “Dünya Kuduz Günü” olarak ilan etmiştir.

Kuduz, hayvanlardan insanlara bulaşan viral bir hastalık olup tilki, kurt ve çakal gibi yabani memeliler ile köpek, kedi, inek, koyun, keçi ve eşek gibi evcil memeli hayvanlarda görülmektedir. Kuduzun başlıca bulaşma yolu enfekte hayvanların ısırmasıdır. Ayrıca, bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozalardan enfekte olmuş hayvanın salyası ile de bulaşabilir. Riskli temas sonrasında gerekli tedbirler alındığı zaman hastalığı önlemek mümkündür. Kuduz riskli temas sonrasında, zamanında, gerekli önlemler uygulanmadığında hastalık gelişebilir. Kuduza ilişkin belirtiler görülmeye başladıktan sonra insanlar için ölümcüldür.

Köpek ve kedilerin her yıl aşılanması hastalığın insanlara bulaşmasının engellenmesi açısından önemlidir. Beslediğimiz kedi ve köpeklere her yıl kuduz aşılarını yaptırarak hayvanlarımızı, kendimizi ve toplumu kuduzdan koruyabiliriz.

  Kuduz riskli temas sonrasında yara yeri hemen bol su ve sabunla en az 15 dakika süre ile yıkandıktan sonra en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.  Hekim tarafından Kuduz bağışıklaması uygun görülerek aşı programı başlanırsa, aşıların ve gerekli hallerde kuduz antiserumunun zamanında ve eksiksiz olarak yaptırılması konusunda dikkatli olunmalıdır.

Unutmayalım kuduz, önlenebilir bir hastalıktır.  Hastalığının belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavisi mümkün olmadığından ve ölümle sonuçlandığından, kuduz şüpheli temas durumunda özellikle yaranın su ve sabunla yıkanması ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması hayat kurtarıcıdır.

Publish the Menu module to "offcanvas" position. Here you can publish other modules as well.
Learn More.