fab fa-instagram
fab fa-facebook-f
fab fa-twitter
Bağımlılık Biyo-Psiko-Sosyal Bir Hastalıktır!
Bağımlılık bir maddenin ruhsal fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen kullanımın sürdürülmesi, alınma miktar ve sıklığının arttırılması, alınmadığı takdirde yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması sonucunda günlük hayatın sürdürülmesini imkansız hale getiren biyo-psiko-sosyal bir hastalıktır. Bu hastalık; kişinin ruhsal özelliklerine, genetik yatkınlığına, çevresel faktörlere, maddeye ulaşılabilirliğine, aile yapısına, toplumsal çevre ve kültürel özelliklerine bağlı olarak kişinin madde kullanmaya başlamasında önemli bir rol oynamaktadır. Madde kullanımında rol oynayan tüm bu sebepler kişilerin bağımlı olma riskini arttırmaktadır.
Risk altında olan kişilerin bağımlı olabilmesi için maddeyi ne kadar süredir kullandıklarının önemi yoktur, bir kez kullanım bile bağımlılığın gelişmesine neden olmaktadır. Bağımlılığın gelişmesi önce deneme amaçlı kullanım, sonrasında sosyal kullanım, bu aşamadan sonra kötüye kullanım ile birlikte bağımlılık ortaya çıkmaktadır.
Tedavi Edilebilir Beyin Hastalığı: Bağımlılık!
Bağımlılık yapıcı maddelerin, kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Kullanıldıklarında fiziksel ve psikolojik tahribata yol açmaktadırlar. Fiziksel olarak bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmlarına/kanamalara ve buna eşlik eden bir dizi hastalıkla birlikte bu yolla gelen ölümlere bile sebebiyet verebilmektedirler. Psikolojik olarak da aklı ve iradeyi işlemez hale getirerek, kişiyi normal yaşam ve davranışlarından uzaklaştırmaktadır.
Uyuşturucu madde kullanımı sırasında yaşanan bedensel sorunları gidermek için kişinin de içinde bulunduğu geniş kapsamlı bir tedavi ve rehabilitasyon programı gereklidir. Bağımlılık tedavisinde tıbbı müdahalenin ilk aşamasını oluşturan detoksifikasyon (arındırma) tedavisi, kişinin alkol veya maddeyi almadığında maddenin vücuttan çekilmesiyle ortaya çıkan yoksunluk belirtilerini gidermeye yönelik uygulanmaktadır. Detoksifikasyon süreci tedavide tek başına yeterli olmayıp devamında terapi ve rehabilitasyon sürecinin başlaması, sağlıklı kalma sürecini uzatmaktadır.
Terapi aşamasında ise, kişinin kendisini tanımayı, uyuşturucu maddeyi kullanma davranışıyla başa çıkmayı, uyuşturucu madde kullanma nedenlerinin üstesinden gelmeyi, tekrar başlamaması için yapılması gerekenleri öğrenmeyi, altta yatan veya eşlik eden ruhsal sorunların tedavisini, dış dünyaya karşı kendisini hazırlamayı sağlamaya yöneliktir. Bu amaçla uygulanan bireysel ve grup terapilerinin bağımlılığın tedavisinde yeri büyüktür.
Uygulanacak tedavi yöntemi bireyin özelliklerine göre belirlenerek, süreklilik göstermeli ve kişinin değişen gereksinimlerine uyabilmelidir. Tedavide esneklik gösterilerek, uygulamalarda gerekli değişiklikler yapılabilmelidir. Tedavinin etkili olması, bireyin tedavide kaldığı süre ile yakından ilişkili olup süre uzadıkça başarı da artmaktadır. Tedavi sırasında yeniden başlama sık görüldüğünden, bireyin madde kullanımı olup olmadığı tedavi merkezlerinde yapılan testlerle sürekli takip edilerek kişinin kendisini kontrol etmeyi öğrenmesi sağlanır. Madde bağımlılığı kronik bir hastalıktır, diğer kronik hastalıklar gibi tekrarlayabilir ve yeniden tedavi gerektirebilir. Tedavi sırasında AIDS, hepatit, tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıklarının da takibi yapılarak hasta bu konuda bilgilendirilir.
Tedavi süreci hekimle hastanın birlikte karar verecekleri bir çerçevede ayaktan ve yatarak olmak üzere planlanır. Birçok hasta için ayaktan takip ve tedaviler yeterli iken; hastanın kullandığı maddeye, madde kullanım miktarı ve süresine, ek psikiyatrik sorunlarının olup olmamasına göre süreç yatarak tedavi, ardından ayaktan tedavi planı gerektirebilir.
Tedavi sürecinde kişinin profesyonel destek alması iyileşme şansını artırmaktadır. Bunun yanında bağımlı bireyler hiçbir tedavi programına dahil olmadan da kendi irade ve kararlılıklarıyla bu süreci başarılı bir şekilde sonlandırabilirler; ancak bu evrede yaşanabilecek sağlık sorunları kişileri olumsuz etkileyebileceği için tekrar maddeye dönüş sağlanamaması adına destek alarak sürecin sonlandırılması daha sağlıklı olacaktır. Bağımlılık sürecinde kişi kendisini değişimlere hazırlamaya çalışırken ailenin de bu değişme destek sağlaması ve uyum göstermesi bu süreçte oldukça önemlidir.
Sağlık Bakanlığı’ndan Bağımlılık Tedavilerine Destek
Ülkemizde uyuşturucu kullanımının önlenmesi ve azaltılmasına yönelik Sağlık Bakanlığı tarafından ciddi önemler alınmaktadır. Uyuşturucu bağımlılığı bir sağlık sorunudur. Ülkemizde sosyal devletin bir gereği olarak; tüm uyuşturucu bağımlılarının tedaviye ücretsiz ve hızla ulaşması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda; madde bağımlılığı tedavi merkezleri ile bu kurumlarda çalışan eğitimli personellerin sayısı ve çeşitliliği artırılarak madde bağımlılığı merkezlerinin tüm yurtta yaygınlaşması amaçlanmaktadır. Bu amaçla ülkemizde hizmet sağlayan; 36 Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi( AMATEM), 8 Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (ÇEMATEM ), 111 Ayaktan Tedavi Merkezi, 3 Bağımlık Danışma Ve Eğitim Merkezi (BADEM) / Danışmanlık Ve Tedavi Merkezi (DANTE) ve 21 Sosyal Uyum Merkezi bulunmaktadır.
Ülkemizde bilimsel temeli olan önleme çalışmalarının sayısı artırılarak, çalışmaların hazırlanmasında bilimsel kuruluşların ve meslek örgütlerinin de görüşleri alınmaktadır. Ayrıca bu çalışmalar kapsamında madde bağımlısı kişilere ve yakınlarına destek sağlamak amacı ile Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, ilgili 12 Bakanlığın ortak çalışmasıyla 7 gün 24 saat hizmet vermek amacıyla kurulan Alo 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı hizmet vermeye devam etmektedir.