fab fa-instagram
fab fa-facebook-f
fab fa-twitter
Lenfatik sistem vücudun önemli bir parçasıdır. Vücudun mikroplarla savaşan ağı lenf düğümleri, dalak, timüs bezi, kemik iliği ve diğer vücut bölümlerini içerir Lenfatik sistem kanserine lenfoma denir.
Lenfomalar, lenfoid dokularda doğal olarak bulunan lenfosit adı verilen hücrelerden gelişen kötü huylu lenf bezi hastalıklarıdır. İki ana lenfoma türü vardır;
1. Hodgkin Lenfoma (Hodgkin Hastalığı olarak da bilinir ve lenfomaların yaklaşık %25’ini oluşturur)
2. Hodgkin Dışı Lenfoma (tıpta Non-Hodgkin Lenfoma/NHL olarak adlandırılır olguların yaklaşık %75’ini oluşturur).
Bir yıl içerisinde yaklaşık 7 bin kişiye lenfoma tanısı konulmuştur. Non-Hodgkin lenfomalar hem erkeklerde hem de kadınlar da ilk on kanser türü içinde yer almaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin ise %15’ini oluşturmakta ve ikinci sırada yer almaktadır.
Lenfomaların genel olarak 80’den fazla alt tipi vardır ve her birinin klinik tedavisi de farklılık gösterir.
Lenfomaların kesin nedeni bilinmemektedir. Bununla birlikte, çeşitli risk faktörleri lenfoma gelişme olasılığı ile ilişkilidir. Bu risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
Lenfoma belirtileri ;
En sık görülen belirti boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerindeki lenf bezelerinin ağrısız şişerek ele gelmesidir. Hastalarda diğer bulunabilen belirtiler ise söyledir; sebebi tam açıklanamayan ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, ciltte kaşıntıdır. Bu şikayetler, grip gibi başka hastalıkların seyrinde de görülebilir. Bu nedenle bu tür bulguları olan hastalarda lenfoma teşhisini ancak hekim koyabilir. Sayılan belirtilerin varlığı halinde hekime başvurulmalıdır.
Maalesef lenfomalar için erken tespite yönelik kabul edilmiş bir tarama metodu bulunmamaktadır. Bu nedenle kişilerin lenfoma belirtisi olabilecek belirtileri bilmeleri ve bu belirtileri tespit etmeleri durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları büyük önem taşımaktadır.
Lenfomanın tanısında en önemli basamaklar ayrıntılı öykü ve fizik muayenedir. Öykü ve muayenede şüpheli bulguların tespit edilmesi durumunda lenf nodu biyopsisi, kemik iliği biyopsisi, görüntüleme tetkikleri, kan sayımı, kan testleri, biyokimyasal incelemeler, Görüntüleme testleri (MRI taraması, PET taraması, X-ışınları) gibi ek tanı metotlarına başvurulur.
Hastalığın türlerine göre farklı tedavi yöntemleri mevcuttur. Kemoterapi, radyoterapi gibi klasik tedavi metotlarına ek olarak uygun hastalarda biyolojik tedaviler (monoklonal antikorlar), kök hücre nakli gibi yöntemlere de başvurulabilmektedir. Biyopsi ve hastalığın durumunu tespit amaçları dışında, cerrahi lenfoma tedavisinde nadiren kullanılmaktadır.
Her yıl 15 Eylül'de Dünya Lenfoma Farkındalık Günü için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir Dünya Lenfoma Farkındalık Günü, ilk kez 2004 yılında Lenfoma Koalisyonu tarafından hastalığa yönelik bilgi eksikliğini gidermek, hastalık hakkında farkındalığı artırmak, hastaların ve bakım verenlerinin karşılaştığı duygusal ve psikososyal zorluklara dikkat çekmek amacıyla düzenlenmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “erken tanı ve tedavi hayat kurtarır” prensibinden hareketle ile her yıl 15 Eylül gününü hastalığa yönelik dikkat çekmek, bilgilendirmek ve hastalık ve tedavisine ilişkin güncel durumu gözden geçirmek üzere etkinlikler gerçekleştirilmektedir.
Bu kapsamda temel mesajlar aşağıda yer almaktadır.;
Lenfoma olasılığını arttırabilen risk faktörlerini tanıyın!