Dünya Sepsis Günü – 13 Eylül (Sağlık Çalışanlarına Yönelik)

Sepsis, enfeksiyona karşı konak yanıtının kontrolsüz ve uygunsuz şekilde değişmesi sonucu gelişen, yaşamı tehdit eden organ disfonksiyonu tablosudur. Septik şok, sepsisin en ağır formudur ve yeterli sıvı resüsitasyonuna rağmen devam eden hipotansiyon ile birlikte, vazopressör ihtiyacı ve artmış laktat varlığı ile tanımlanır.

Olguların yaklaşık %80’i toplum kökenli olup en sık pnömoni, idrar yolu enfeksiyonu, intraabdominal enfeksiyonlar ve cilt-yumuşak doku enfeksiyonları kaynaklıdır. Sepsis vakalarının %80’i hastane dışında, toplumda gelişmektedir. Etkenler bakteriler başta olmak üzere virüsler (influenza, COVID-19), mantarlar ve parazitler olabilir.

Klinik bulgular arasında ateş veya hipotermi, taşipne, taşikardi, bilinç değişiklikleri, oligüri, refrakter hipotansiyon ve cilt perfüzyon bozuklukları öne çıkar.

Küresel ölçekte her yıl yaklaşık 50 milyon sepsis olgusu görülmekte, en az 11 milyon ölüm bildirilmektedir.

Sepsis yönetiminde erken tanı, hızlı resüsitasyon, uygun antibiyotik başlanması, kaynak kontrolü ve organ destek tedavileri mortaliteyi azaltır. Sağlık çalışanlarının sepsisi erken düşünmesi ve hızlı müdahalesi yaşamsal önem taşımaktadır.

Klinik Evre

Tanım ve Bulgular

Olası Sonuç

Sepsis

Enfeksiyona karşı kontrolsüz yanıt ile gelişen organ disfonksiyonu (hipotansiyon, laktat artışı, oligüri, mental durum değişiklikleri)

Tedavi ile gerileyebilir

Septik Şok

Yeterli sıvı tedavisine rağmen devam eden hipotansiyon, vazopressör ihtiyacı, laktat >2 mmol/L

Yüksek mortalite riski

Multi-Organ Yetmezliği (MODS)

Böbrek, karaciğer, akciğer, kardiyovasküler ve santral sinir sistemi işlevlerinde bozulma

İleri düzey yoğun bakım desteği

Ölüm

Persistan dolaşım yetmezliği ve geri dönüşsüz organ disfonksiyonu

Küresel mortalite %20 civarında

Enfeksiyonları önle, sepsisi önle, sağlığı koru.

Sepsisi hemen tanı, hemen tedavi et, hayat kurtar.