28 TEMMUZ DÜNYA HEPATİT GÜNÜ

28 Temmuz Dunya Hepatit Gunu buyuk 2 04 04

Viral hepatitler, kronik karaciğer hastalığı, siroz ve karaciğer kanserine yol açabilen, tüm dünyada yaygın olarak görülen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya genelinde hastalığın büyük oranda geç dönemde belirti vermesi ve hastaların büyük çoğunluğunun hastalıklarının farkında olmamaları nedeniyle viral hepatite dikkat çekmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü olarak belirlenmiştir. Dünya Hepatit Günü 2025 yılı teması, dünya genelinde ekonomik, sosyal ve sistemsel engelleri özellikle damgalanmayı ortadan kaldırmak, tanı ve tedavi olanaklarına ve bağışıklamaya erişimi artırmak için iş birliğine vurgu yapmak amacıyla “Hepatitleri Adım Adım İnceleyelim" olarak belirlenmiştir. DSÖ, hepatitlere yönelik önleme ve kontrol için tedavi hizmetlerine erişimi artırmanın, hastalıkları ve ölümleri azaltmada oldukça önemli olduğunu, yeni, enfeksiyonları önleyebileceğini, karaciğer kanseri vakalarının görülme sıklığının ve ölümleri azaltılabileceğini böylece sağlık hizmeti maliyetlerinin düşürebileceğini ve bu doğrultuda 2030 yılına kadar tüm ülkelerin bir halk sağlığı sorunu olan viral hepatitleri ortadan kaldırmak için birlikte çalışmaya devam etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Hepatit, en basit anlamıyla karaciğerin iltihabıdır. Hepatitler, dünyada enfeksiyon hastalıklarına bağlı gelişen en sık ölüm nedenlerinden biri olup pek çok nedene bağlı olarak gelişebilmektedir. Viral hepatitlere ise başta Hepatit A, B, C, D ve E virüsleri olmak üzere farklı virüs tipleri sebep olmaktadır. Hepatit B ve Hepatit C virüsleri uzun dönemde kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabildiği için ayrı bir öneme sahiptir.

Hepatit A; Hepatit A virüs ile kirlenmiş (kontamine) su ve besinlerle salgınlara yol açabilen, kötü hijyenik koşullarda kolaylıkla bulaşabilen bir hastalıktır. Çocukluk çağlarında hafif belirtilerle geçirilen hepatit A enfeksiyonu, ileri yaşlarda daha ağır seyretmekte ve şiddetli karaciğer hastalığı ile ölümlere yol açabilmektedir. Ülkemizde hijyen kurallarına ve temizlik koşullarına uyum, temiz su kaynaklarına ulaşımın artışı, sosyoekonomik koşullarla ilgili diğer göstergelerin iyileşmesi ve 2012 yılı sonu itibariyle başlayan hepatit A aşı uygulamaları sonucunda ülkemizde hepatit A enfeksiyonu görülme sıklığı 2019 yılında yüz binde 0.30’a, 2024 yılında yüz binde 0.6’ya gerilemiştir. Halen ülkemizde çocuklara 18. ve 24. aylarda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz halinde sağlık kuruluşlarımızda ücretsiz hepatit A aşısı uygulanmaktadır. Hepatit A aşısı, 2024 yılı 2. doz kapsayıcılığı %93.01 olarak gerçekleşmiştir.

Hepatit B ve Hepatit C;

  • Enfekte kan ve kan ürünlerinin transfüzyonuyla
  • Sterilize edilmemiş cerrahi malzemelerin kullanıldığı tıbbi ya da diş müdahaleleriyle
  • Kullanılmış enjektör paylaşımıyla
  • Tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların paylaşımıyla
  • Sterilize edilmemiş araçlarla dövme, akupunktur ya da vücut takılarının uygulanmasıyla
  • Anneden bebeğe doğumda ve sonrasında
  • Korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşabilir.

Hepatit C virüsü bulaşma yolları, Hepatit B virüsü bulaşma yolları ile benzer olmakla birlikte esas yayılma yolu enfekte kan ve kan ürünleri ile doğrudan temastır. Ancak enfekte kan ile temas etmiş diğer vücut sıvıları da bulaşma açısından kaynak olabilir.

Hepatit B hastalığından korunmanın en etkili yolu aşılamadır. Ülkemizde Hepatit B aşısı 1998 yılı itibariyle rutin çocukluk çağı aşı takvimine eklenmiştir. 2005-2009 yılları arasında okullarda yapılan destek aşılamaları ve risk grubu aşılamaları uygulamaya alınmıştır. Bağışıklama hizmetleri Bakanlığımız tarafından yürütülen en önemli ve etkili koruyucu sağlık hizmetlerinden birisi olup, Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında Hepatit B aşılamaları yüksek öncelikli stratejilerimizdendir. Hepatit B aşısı 2024 yılı 3.doz kapsayıcılığı %94.62 olarak gerçekleşmiştir.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin başarı göstergelerinden biri de 5 yaş altı çocuklarda akut hepatit B hastalığı görülme sıklığının yüz binde 1’in altına indirilmesidir. Ülkemizde bu hedefe 2009 yılı itibariyle ulaşılmış ve halen sürdürülmektedir. 1990 yılında 5 yaş altı 370 olan akut hepatit B vaka sayısı, 2009 yılında 45’e, 2024 yılı itibariyle 5’e düşmüştür. 5 yaş altı çocuklardaki akut hepatit B hastalığı görülme sıklığı da 1990 yılında yüz binde 6.2 iken, 2024 yılında yüz binde 0.1 olarak saptanmıştır. Ülkemizde akut hepatit B vaka insidansı 1990 yılında yüz binde 5.8 iken, 2024 yılında yüz binde 0.75 gerilemesi sağlanmıştır.

Ülkemizde hepatit B aşısı önceden doğumda ve bunu takiben 1. ve 6 aylarda tek bileşenli hepatit B aşısı olarak uygulanırken, 2025 yılı itibariyle 6 bileşenli karma aşıya geçilmesi ile birlikte sadece doğumda tekli hepatit B aşısı uygulanmakta ve hepatit B’nin kalan dozları 6 bileşenli karma aşının bileşeninde bulunan hepatit B ile tamamlanmaktadır. 6 bileşenli karma aşı ise 2. ayın sonunda, 4. ayın sonunda, 6. ayın sonunda ve 18. ayın sonunda uygulanmaktadır. HBsAg pozitif anneden doğan bebek için doğumda hepatit B aşısı ile birlikte hepatit B immunglobulin uygulanmakta ve birinci ayın sonunda tekli hepatit B aşısı 2. doz olarak uygulanmakta sonra 6 bileşenli karma aşı dozlarından uygulamaya devam edilmektedir. Risk grubundaki kişilere ise 0, 1 ve 6 ay takvimi ile 3 doz olarak ve ücretsiz uygulanmaktadır. 

Hepatit C virüsüne karşı aşı henüz bulunmamaktadır ancak doğrudan etkili antiviral temelli tedaviler sonucunda HCV eradikasyonu sağlanarak karaciğer fonksiyonlarının düzeldiği, hastalık seyrinin iyileştiği, siroz ve ilişkili komplikasyonların ve hepatosellüler karsinom gelişiminin azaldığı, bu tedaviler ile kompanse ve dekompanse sirotik hastalarda tüm nedenlere bağlı ölüm oranının azaldığı saptanmıştır. Hepatit C enfeksiyonu tedavisi ile hastalarda %95’in üzerinde iyileşme görülmektedir. Bu tedavi de protokolleri vatandaşlarımıza genel sağlık sigortası kapsamında ücretsiz sağlanmaktadır.

Hepatit D virüsü (HDV), sadece hepatit B virus (HBV) enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açar. HBV’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Fakat hafif seyreden HBV enfeksiyonunu daha ağır ve hızlı seyreden bir hastalığa dönüştürebilir. HDV enfeksiyonu perkütan yolla, kan ve kan ürünleri transfüzyonuyla enfektif kanla mukozal temas ile bulaşabilir. HDV enfeksiyonuna yönelik ülkemizde uygulanan tedavi bulunmaktadır.

Hepatit E virüsü (HEV), fekal-oral (dışkı ile temas) yolla, kontamine yiyecek veya su/içecek tüketilmesi veya kişiden kişiye temasla bulaşabilir. Gebelikte ortaya çıkan akut HEV enfeksiyonu daha ciddi seyretmektedir. Gebelikte anneden bebeğe HEV enfeksiyonu geçişi meydana gelebilir. Gebelerde ikinci ve üçüncü trimesterde HEV enfeksiyonuna bağlı ağır hepatit gelişme riski yüksektir. Organ transplantasyonu yapılan kişilerde ve immünsupresif tedavi alanlarda daha sık görülebilir. HEV enfeksiyonu genellikle kendi kendini sınırlandırır ancak fulminan hepatiti olan kişiler ve semptomatik gebeler hastaneye yatırılarak tedavi edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2030 yılı viral hepatit eliminasyon hedefleri doğrultusunda Bakanlığımızca evvelce yürütülen programın devamı niteliğinde oluşturulan Türkiye Viral Hepatit Kontrol Programı (2024-2030) kapsamında başta risk altındaki gruplar olmak üzere toplumda viral hepatitler açısından farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması, sağlık personelinin viral hepatitler konusunda farkındalığının artırılmasına yönelik eğitim faaliyetlerinin sürdürülmesine devam edilmesi, toplumun hepatit A ve hepatit B enfeksiyonları açısından bağışıklık düzeyinin artırılarak sürdürülmesinin sağlanması, gebelere yönelik hepatit B ve hepatit C taramalarının artırılması, kronik hepatit B ve hepatit C sürveyansının oluşturulması, güvenli kan ve kan bileşeni kullanımının sağlanmasına yönelik faaliyetlerin sürdürülmesi, damar içi madde kullanıcıları ve mahkumlarda viral hepatit bulaşının önlenmesi için tarama çalışmalarının yapılması planlanmıştır.

Türkiye Viral Hepatit Kontrol Programı (2024-2030) kapsamında belirlenen stratejiler şunlardır:

1.         Farkındalığın artırılması

2.         Bağışıklamanın artırılması

3.         Anneden bebeğe geçişin önlenmesi

4.         Viral hepatit sürveyansının güçlendirilmesi

5.         Tedaviye erişimin artırılması

6.         Güvenli kan ve kan bileşeni sağlanması

7.         Damar içi madde kullananlarda ve mahkumlarda viral hepatit bulaşının önlenmesi

8.         Sağlık hizmeti ilişkili hepatitlerin önlenmesi

Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı (2024-2030) stratejileri kapsamında belirlenen faaliyetlerin yürütülmesiyle toplumda viral hepatitler açısından farkındalığın artırılması, viral hepatit bulaşının önlenmesi, yeni vaka sayısının azaltılması, hastalığın erken tespiti ve hastaların tedaviye yönlendirilmesiyle siroz ve kanser gelişiminin önlenmesi hedeflenmektedir.