Üst Bant Görseli

Bağımlılığa Değil, Hayata Sarıl

Ülkemizde her yıl halk sağlığının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen çalışmaları daha görünür kılmak amacıyla “Halk Sağlığı Haftası” etkinlikleri gerçekleştirilmektedir.

Önlenebilir bir halk sağlığı problemi olan ve her yıl ülkemizde binlerce kişinin ölmesine, çok daha fazlasının ise hastalanmasına neden olan tütün bağımlılığı konusunda, toplumdaki farkındalığı artırarak kullananlarda tutum ve davranış değişikliği oluşturmak amacıyla özel gün ve haftalarda çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

Bu yıl 03-09 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleştirilecek “Halk Sağlığı Haftası” etkinlikleri kapsamında, her gün belirlenen bir halk sağlığı alanı çerçevesinde etkinlikler gerçekleştirilecek olup, 8 Eylül 2023 Cuma günü “Bağımlılığa Değil, Hayata Sarıl” temasıyla Tütün Bağımlılığı ön plana çıkarılacaktır.

Bu kapsamda ;

  1. İnsanların yoğun olarak kullandığı AVM, sinema, şehir meydanı, park gibi yerlerde stantların kurulması,
  2. Bu stantlarda;
    1. Tütün ürünü kullanımının zararları, ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı ve ilinizde faaliyet gösteren sigara bırakma poliklinikleri ile kapalı alanlarda tütün ürünü kullanımı durumunda vatandaşların ihbarda bulunabilecekleri ALO 184 SABİM -Tütün İhbar Hattı hakkında afiş, broşür gibi materyaller ile gerekli bilgilendirmelerin yapılması,
    2. Vatandaşlara karbonmonoksit (CO) ölçümü yapılması ve tütün ürünü kullanan vatandaşlarımızın sigara bırakma polikliniklerine ve ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı’na yönlendirilmelerinin sağlanması
  3. Tüm sağlık kuruluşlarımız ile vatandaşların yoğun olarak kullandıkları yerlerde dumansız hava sahası ve sigaranın zararlarının anlatıldığı afiş ve benzeri bilgilendirme materyallerinin asılması,
  4. Düzenlenecek etkinliklere üst düzey yöneticilerinin katılımlarının sağlanarak, toplumun tüm kesimlerinin dâhil edilmeye çalışılması
  5. Bilgilendirmelerin özellikle yerel medya kuruluşlarına yapılması ve tüm medya unsurlarında yer almasına özen gösterilmesi
  6. Bağımlılıkla Mücadele il koordinasyon kurulu üyesi kurum ve kuruluşların sosyal medya hesaplarından belirlenen mesajların paylaşılması

Toplumun bilgilendirilmesine ve farkındalık oluşmasına hizmet edecek temel faaliyetler olup il müdürlüklerimiz tarafından ilave başkaca yerel dinamikler ön planda bulundurularak  daha geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlayacak faaliyetlerde yapılmalıdır.

3
1
5
2
4

Hayata Sağlıklı Başlamak Her Bebeğin Hakkıdır

Vizyon

Bebeklikten gençliğe sağlık alanında her türlü sorunu tanımlama, çözme ve önlemeye yönelik programlar geliştiren lider bir kurum olmaktır.

Faaliyetler

Çocuklar, bir ülkenin geleceği ve umudu olmalarının yanı sıra, toplumun en kırılgan grubunu da oluşturmaktadırlar. Bu nedenle en iyi koşullarda dünyaya gelmelerinin sağlanması, büyümeleri ve gelişmeleri için en uygun ortamın hazırlanması, geleceğe dönük fiziksel, ruhsal ve zihinsel donanımlarının en üst düzeyde oluşturulması ülkenin geleceği açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Bu görevler, ayrıca anayasa ve yasalarla da ilgili kişi ve kurumlara yüklenmiştir. Genel Sağlık Sigortası kapsamında ülkemizde tüm çocuklara 18 yaşına dek ücretsiz sağlık hizmeti sunulmaktadır.

Günümüzde çocuk sağlığına yönelik programların temel hedefi artık yalnızca çocuk yaşatma olmaktan çıkıp, sağlık sorunlarının yarattığı diğer olumsuzlukları önlemek ve gidermek olmaktadır. Bu amaçla yürütülen çalışmalardan birisi de izlemlerdir. Bebek, çocuk, ergen izlemlerinde temel öngörü, hastalık ortaya çıktıktan sonra iyileştirmek için uğraşmak yerine, hastalığa zemin hazırlayan koşulların önceden tespit edilerek önlenmesidir. Bu hizmetten yararlanmak her çocuğun en doğal hakkıdır. Ülkemizde doğan her bebek; doğumdan sonra ilk yıl içinde 9, 6 yaşına dek toplam 16 kez ve 6-19 yaşta yılda 1 kez belirlenen izlem dönemlerinde ücretsiz olarak izlenmektedir. Belirlenen izlem zamanları asgari olup, tespit edilen durumlara göre izlem sayısı artırılmaktadır.

 “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı” ile; “bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirmeye başlatılması, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi ve 6. aydan sonra uygun besinlerle beraber emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar devam ettirilmesi” ve bu şekilde tüm bebeklerin yaşama sağlıklı başlaması temel amacımızdır. Emzirmenin korunması ve desteklenmesi ile programın temelini oluşturan başarılı emzirmede 10 adım stratejisinin tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanması ve devamının sağlanması, ayrıca beslenme bozukluklarının önlemesi yoluyla çocuklarda ölüm ve hastalıkların oranlarını düşürmek hedeflenmektedir.  Anne sütü bebekler için en ideal besindir.

Doğumdan iki yaşın sonuna kadar devam eden süreç, çocuklarda en uygun fiziksel büyüme- gelişme, davranışsal gelişme ve yaşama sağlıklı başlangıç için “kritik pencere” dönemidir. Anne sütüne ilave olarak verilen besinler tamamlayıcı besin olarak, bu besinlerin tüketildiği dönem ise tamamlayıcı beslenme dönemi olarak adlandırılmakta, bu döneme özel Tamamlayıcı Beslenme Programı yürütülmektedir. Bu amaçla sağlık personeline yönelik Tamamlayıcı Beslenme Danışmanlık Eğitimleri, Anne Sütü ve Emzirme Danışmanlığı Eğitimleri ile koordineli olarak yürütülmeye devam etmektedir. Eğitimler ile sağlık çalışanlarının annelerin ve bebeklerin özelliklerine ve ihtiyaçlarına özel danışmanlık verebilmeleri sağlanmaktadır.

Dengesiz ve yetersiz beslenmeye bağlı sağlık sorunlarından olan Raşitizmin ve buna bağlı sağlık sorunlarının önlenmesi ve bebeklerin kemik gelişimini desteklemek amacıyla D vitamini desteği, demir yetersizliğinin olumsuz etkilerinden korumak amacıyla ise Demir desteği tüm bebeklere ülke genelinde ücretsiz olarak sağlanmaktadır.

Tarama programları dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde önemli koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri arasındadır. Çocukların hayata sağlıklı başlayabilmesi için, bebek doğmadan önce anne/baba adaylarına yönelik ve doğduktan sonra bebek/çocuklara yönelik birçok tarama programları yürütülmektedir. Taramalar ile hastalık ortaya çıkmadan önce tüm koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin sunularak sağlıklı bebek doğumu için anne/baba adaylarının danışmanlık hizmetlerine yönlendirilmesi, bebek/çocukların sağlıklı bir şekilde hayata başlatılması, hasta doğanlarda erken tanı ve tedavi ile hastalığın iyileştirilmesi, ölümden, engellilikten korunması ve hastalığın kontrol altına alınarak yaşam kalitesinin arttırılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda; evlilik öncesinde Spinal Musküler Atrofi Taşıyıcı Taraması ve Hemoglobinopati Kontrol Programları ile, çocuk sahibi olmak isteyen eş/eş adaylarına yönelik tarama hizmetleri sunulmaktadır. Tarama programları kapsamında önce erkek eş/eş adayı taranmakta, erkek eş/eş adayının taşıyıcı/şüpheli/hasta çıkması durumunda kadın eş adayı taranmaktadır. Her iki eş/eş adayında normalin dışında bir sonuç elde edilmesi durumunda genetik danışmanlık için yönlendirilmektedir.

Yenidoğan taraması, işitme taraması (yenidoğan ve ilkokul 1. Sınıflara yönelik), görme taraması (0-3 ay bebekler, 36-48 aylık çocuklarda ve ilkokul 1. Sınıflara yönelik) ve gelişimsel kalça displazisi taraması programları ile bebek/ çocuklara yönelik tarama hizmetleri sunulmaktadır.  Bu doğrultuda bebek/çocuklar belirlenen durumlar ya da hastalıklar açısından taranmakta, şüpheli sonuçlarda ileri tetkikler yapılarak erken tanı ve tedavi için ilgili kliniklere sevk edilmektedir.

Ülke genelinde bebek ve çocuklara standart hizmet sunumunun sağlanması amacıyla doğumdan itibaren bebeğe eli değen, hizmet veren sağlık personellerine yönelik eğitimler düzenlenmektedir. Bu kapsamda; Doğumda bebeğe eli değen tüm sağlık çalışanlarını hedef alan, temel resusitasyon uygulamalarının yerleştirilmesi için bu konuda standart uygulama yapacak, eğitim almış sağlık personelinin yetiştirilmesiyle önlenebilir ölüm nedenlerinden olan asfiksiye bağlı mortalite ve morbiditeyi azaltmak amacıyla “Yenidoğan Canlandırma Eğitimi (NRP)”, yenidoğan dönemi bebek ölümleri ile çocukluk çağı ölümlerini azaltmak amacıyla çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarına yönelik “Yenidoğan Yoğunbakım Güncelleme Eğitimi” ve “Çocuk Acil ve Çocuk Yoğunbakım Temel Eğitim Programları” ile sağlıklı doğan yenidoğanın alması gereken temel bakımı verebilecek şekilde sağlık personelinin donanımını artırmak amacıyla hekim dışı sağlık personeline yönelik “Temel Yenidoğan Bakımı Eğitimi Programı” yürütülmektedir.

Çocukluk çağı yaralanmaları ile beraberinde gelen sakatlık ve ölümleri asgariye indirmek, ev kazaları ve olumsuz sonuçlarını önlenmek amacıy1la, düşme, boğulma, yanık ve zehirlenme başlıkları altında Çocuk Güvenliğinin Sağlanması Programı yürütülmektedir.

Yapılan tüm çalışmalarla bebeklerin hayata sağlıklı başlaması, güvenle büyümesi amaçlanmaktadır.

Aşıyla Güvende Kal, Şüphede Kalma

İnsanlık tarihinde büyük salgınlara ve ölümlere yol açan pek çok hastalık günümüzde "Aşı"nın bir zaferi ve "Aşı"nın gücü olarak artık görülmemektedir. Örneğin çiçek hastalığı 1977 yılından itibaren aşılama sayesinde tamamen yok edilmiş, hastalık etkeninin yok edilmesi üzerine 1987 yılında çiçek aşısı uygulamalarına ihtiyaç kalmadığından aşılaması tüm dünyada durdurulmuştur. Çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan poliomiyelit (çocuk felci) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına gelmiştir. Ülkemizde son polio vakası 26 Kasım 1998 tarihinde görülmüş, daha sonraki yıllarda poliomiyelit vakası tespit edilmemiştir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002’de Poliodan Arındırılmış Bölge Sertifikası almıştır. Maternal-Neonatal Tetanozu Eliminasyonu Programı, 1994 yılında başlatılmış; Nisan 2009’dan bu yana Türkiye yenidoğan tetanozunu elimine etmiş ülkeler arasına katılmıştır. Ülkemizde olduğu gibi dünyadaki pek çok ülkede uzun yıllardır sürdürülen aşılama programları ile difteri hastalığı da görülmemektedir. Ülkemizde son difteri vakasının görüldüğü 2011 yılından bu yana difteri görülmemektedir. 

Ülkemizde, 1981 yılında Genişletilmiş Bağışıklama Programı başlatılmış olup program kapsamında çocukluk çağı aşılama takvimimizde günümüzde13 hastalığa (boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, suçiçeği, hepatit A, hepatit B ile S. pneumoniae ve H. influenzae tip b’ye bağlı invaziv hastalıklar) karşı aşı uygulaması yapılmaktadır.

Ülkemizde uygulanmakta olan bebeklik ve çocukluk dönemi aşı takvimi, Bağışıklama Bilimsel Danışma Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda ve dünyadaki bilimsel gelişmeler takip edilerek oluşturulmaktadır. Ülkemizdeki tüm çocuklarımıza ve risk grubunda olan erişkinlere ücretsiz olarak uygulanmaktadır.

Ülkemizde ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programımızda yer alan bazı aşı ile önlenebilir hastalıklar görülmeye devam etmekle birlikte vaka sayılarında önemli düşüşler sağlanmıştır. Örneğin Ülkemizde, 2002 yılından bu yana yürütülmekte olan Kızamık Eliminasyon Programı kapsamında gerçekleştirilen yoğun aşılama ve sürveyans çalışmaları ile kızamık vaka sayılarında önemli bir azalma kaydedilmiştir. Ancak, halen dünyada kızamık virüsü dolaşımı devam etmekte olup Dünya Sağlık Örgütü tarafından; hastalığın doğal seyri, dünya genelinde aşı kapsayıcılığındaki düşüşler, zayıflamış kızamık sürveyansı ve COVID-19 nedeniyle aşılama faaliyetlerinde meydana gelen kesintiler ve gecikmeler sebebiyle görülmeye devam eden vakalar; kızamığın dünyanın her bölgesi için tehdit olabileceği anlamına geldiği bildirilmiştir. Bu nedenle, virüs dolaşımının devamlılığında rol oynayabilecek olan aşısız veya eksik aşılı tüm çocukların kızamık içeren aşı ile aşılanmaları son derece önemli olup bu konuda ülkemizde yoğun çalışmalar yürütülmektedir.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.200.000 bebeğe aşı uygulaması başlatılmaktadır. Uygulanan aşılar, Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanan "İyi Üretim Prosedürleri" kurallarına uygun üretilmiş ve uluslararası referans laboratuvarlarında test edilmiş aşılardır. Ayrıca, aşılar teslim alınıp kullanıma sunulmadan önce Ulusal Referans Laboratuvarlarımızda da test edilerek uygunluğu kanıtlanmaktadır. Aşılar üretim aşamasından başlayıp aşılanacak kişiye ulaştırılana kadar tüm sağlık kuruluşlarında soğuk zincir kuralları ve elektronik takip sistemi içerisinde uygun ısı aralığında korunmaktadır. Aşı buzdolapları ve soğuk hava depolarının ısıları elektronik ortamda anlık olarak takip edilmekte ve soğuk zincir kırılmaları engellenerek aşıların sorunsuz uygulanması sağlanmaktadır.

Son yıllarda, dünyada toplumlar arasında bebeklik ve çocukluk çağı aşıları konusunda ortaya çıkan tereddüt giderek artmaktadır. Aşılanmamış veya eksik aşılı kişiler nedeniyle; bazı hastalık etkenlerinin küresel dolanımın artması, göçler, savaşlar vb. sonucu, aşı ile önlenebilen bulaşıcı hastalıkların görülme riski yükselmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2019 yılında “aşı reddi/tereddütü” öngörülen “Küresel Sağlığa Yönelik 10 Tehdit”ten birisi olarak bildirilmiş olup bununla etkin mücadele edilmeye büyük çaba harcanmaktadır. Bu kapsamda tüm dünyada çeşitli adımlar atılmakta ve önlemler alınmaktadır.

Aşı ile önlenebilir hastalıklar konusunda kazanılan başarının sürdürülmesi aşı kabulünün yüksek olması ve aşı kapsayıcılığının hedeflenen düzeylerde olması ile devam ettirilebilecektir. Aşılama hizmetlerinin kesintisiz ve etkin bir şekilde yürütülmesi bu başarı için vazgeçilmezdir. Bununla birlikte ulusal Genişletilmiş Bağışıklama Programı hedeflerimize ulaşılması, ulaşılan hedeflerin sürdürülmesi için her çocuğun hayata sağlıklı bir başlangıç yapması ve sağlıklı erişkinler için bağışıklamanın önemi konusunda farkındalık yaratmak; hayatın her aşamasında aşılamanın önemi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için bağışıklama çalışmalarının güçlendirilmesi ile aşı kabulünün hem bebek ve çocuklar için hem de her yaştan birey için yüksek olması sağlık bir toplum oluşması ve devamlılığında esastır.

c828765e-0577-4b84-83a1-db379a90607c
b7651863-090d-46be-9c88-7b7d1938a893
ea6385c2-5fd6-4b37-8d82-f6919e5daad5
fcfa895b-8a2d-4bc1-800e-ab883736aa0b
e3fcfb28-76a1-4ac1-9a8e-e1f9f69cf0a8

Sana En Yakın Hekimin, Aile Hekimin

663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 02 Kasım 2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren, Halk Sağlığı Haftası’nın amacı, halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel faktörler, bulaşıcı olmayan durumlar vb.) mücadele etmek ve toplum bilincini yükselterek hastalık meydana gelmeden önlemek, toplumun hayat standartını yükseltmektir.

Her yıl 3-9 Eylül tarihlerinde kutlanan “Halk Sağlığı Haftası”nın bu yılki temalarından biri olarak “Sana En Yakın Hekimin, Aile Hekimin” teması belirlenmiş sağlıklı bireylerle sağlıklı toplumun yaratılması vizyonu hedeflenmiştir. Aile hekimliği sisteminin toplumda tanınırlılığının ve kullanımının arttırılması kapsamında seminerler, yazılı görsel basında bilgilendirme faaliyetleri yapılması planlanmıştır.

Ülkemizde temel sağlık hizmetlerinin güçlendirilebilmesi, kaliteli, etkili, verimli ve hakkaniyete uygun şekilde birinci basamak sağlık hizmetlerinin organize edilmesi ve sunumu için, Sağlıkta Dönüşüm Programının hedeflerine ulaşmanın yolu olarak, diğer ülke örnekleri ile ülkemiz koşulları ve ihtiyaçları dikkate alınarak, ülkemize has bir Aile Hekimliği Modeli oluşturulmuştur. Bu kapsamda aile hekimliği uygulamasına ilişkin ilk düzenlemeler yapılarak, 24.11.2004 tarihli ve 25650 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun, 06.07.2005 tarihli ve 25867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Yönetmelik, 12.08.2005 tarihli ve 25904 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığı’nca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler Ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmelik ile aile hekimliği uygulamasına ilişkin temel usul ve esaslar belirlenmiştir.

2005 yılında Düzce ilinde pilot uygulama olarak başlatılmış; 2006 yılında 6 il, 2007 yılında 7, 2008 yılında 17 il, 2009 yılında 4, 2010 yılında 46 il olmak üzere hizmet ihtiyacına yönelik il değerlendirmeleri yapılarak 2010 yılı sonu itibari ile ülke genelinde aile hekimliği uygulamasına geçilmiştir.

Aile hekimleri, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Bakanlığın öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiplerdir.

Aile hekimi, kendi sorumluluğu altındaki bireyleri bir hastalık çerçevesinde değil, bütüncül bir yaklaşımla riskler, sağlık koşulları, psikososyal çevre ve mevcut diğer akut veya kronik sağlık sorunları ile birlikte bir bütün olarak değerlendirir. Sorumluluğunu üstlendiği kişinin hastalıklardan korunması için gerekli tedbirleri alır. Hastalık halinde bilgi ve tecrübesi çerçevesinde tedaviyi gerçekleştirir.

Çözümü uzmanlık veya özel donanım gerektiren sağlık problemlerinde yapacağı danışmanlık hizmetleriyle kişiyi diğer uzman hekimlere, diş hekimlerine veya ikinci- üçüncü basamak sağlık kurumlarına yönlendirerek koordinatör görevi üstlenir. Dolayısıyla aile hekimi kendisine kayıtlı kişilerin aynı zamanda sağlık danışmanı, sağlık konularında onlara yol gösteren ve onların haklarının savunucusu konumundadır. Bu açıdan aile hekimleri, bireylerin ve hizmet sunucuların zaman kaybına yol açacak yanlış yönlenmeleri, düzensizlikleri ve gereksiz sağlık harcamalarını önleyici etkiye sahiptir. Bu durum sağlık kaynaklarının etkin kullanımını sağlayarak Sağlıkta israfı önlemekte ayrıca ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında gereksiz yığılmaların önüne geçmektedir.

Aile hekimi, genellikle bireylerinin ikametlerine yakın ve kolay ulaşılabilir konumdadır. Bu durum aile hekiminin hizmet verdiği toplumu her yönüyle tanıması; aile, çevre ve iş ilişkilerini değerlendirmesine imkân sağlamaktadır. Sağlıklı bireyler ve sağlıklı toplumun temini için temel hizmetler olan koruyucu sağlık hizmetlerini ve sağlığın geliştirilmesine yönelik hizmetlerini, sorumluluğu altındaki bireylere en yakın konumda ve en etkin şekilde sunumu söz konusu olmaktadır. 

8a8350cf-519a-4781-8da0-a4848911b437
1
2
3
4
5
6
7

Sağlıklı beslen; Egzersiz yap; Sağlıklı kiloda kal

Sağlıklı beslen!

Bu kapsamda daire başkanlığımızca Türkiye Beslenme Rehberi (TUBER), Menü Planlama ve Uygulama Rehberi hazırlanmış olup ayrıca WEB sayfamız aracılığı ile beslenme önerileri verilmektedir. Halk sağlığı haftasında bu hususta önerilerde bulunulmuştur:

  • Özellikle işlenmiş et tüketiminin azaltılması
  • Daha çok sebze ve meyve tüketilmesi
  • Baklagiller, sert kabuklu yemişler, tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklı besinlerin tüketiminin artırılması
  • İşlenmiş ve paketlenmiş gıda tüketiminin azaltılması
  • Besin atığının azaltılması
  • Yerel ve mevsiminde gıdaların tercih edilmesidir.

Egzersiz yap! 

Daire başkanlığımızca oluşturulan spor salonunda eğitmen eşliğinde haftada 3 gün plates/yoga dersleri verilmektedir. Beslenme Dostu Fiziksel Aktiviteyi Destekleyen (BDFAD) işyeri ve Sağlığı Geliştiren Belediye ( SAGEB) programları ile toplumun çeşitli kesimlerinde egzersizin arttırılması ve desteklenmesi için imkanlar oluşturulmaktadır. Okul çağı çocuklarda fiziksel aktivitenin desteklenmesi için ders öncesi egzersiz videoları hazırlanmış milli eğitim ile paylaşılmıştır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Fiziksel Uygunluk Karnesi (FUK) çalışmalarına devam edilmektedir.

Günlük yaşamı aktif geçirmek sağlıklı bir yaşamın ilk adımıdır. Daha fazla fayda elde etmek için fiziksel aktivitenin planlı, tekrarlı ve düzenli yapılması gerekir. Bu tür fiziksel aktivite EGZERSİZ olarak da isimlendirilir. Bunun için belirli adımları takip edebilirsiniz:

  • Sevdiğiniz bir aktivite seçin: Aksi takdirde bunu sürdüremezsiniz.
  • Fiziksel aktiviteyi önceliğiniz haline getirin
  • Zaman içinde küçük değişiklikler yapın: Aktivite seviyenizi dereceli olarak artırın. Başlangıçta kolay ve yavaş tutun, yavaş yavaş aktivite düzeyinizi artırın.

Dayanıklılık egzersizleri, kalbimizi güçlendirir, solunum ve dolaşım kapasitemizi geliştirir.

Kuvvet egzersizleri kas kütlesinin ve kuvvetin korunması ve gelişmesini sağlayacaktır.

Esneklik egzersizleri dayanıklılık ve kuvvet egzersizlerinin ısınma ve soğuma evrelerine eklenebilir.

Denge egzersizleri dengeyi geliştirmek için yapılır özellikle dayanıklılık egzersizlerinden sonra tercih edilebilir.

Sağlıklı kiloda kal! 

Özellikle obezite ile mücadelede sağlıklı ve dengeli beslenme ve uygun egzersiz programları neticesinde sağlıklı kiloya ulaşılabilmek ve bunu  koruyabilmek  büyük önem arz etmektedir.

Daire başkanlığımızca bu hususta genel müdürlüğümüz personeline haftanın 3 günü beslenme danışmanlığı verilmektedir.

Yetişkinler için sağlıklı vücut ağırlığı, boy uzunluğu ile orantılı olan vücut ağırlığı olarak tanımlanmaktadır.

Beden kütle indeksine (BKİ) göre değerlendirme

Boy uzunluğu ve vücut ağırlığına dayalı bir indeks olan beden kütle indeksi (BKİ), toplum düzeyinde şişmanlığı ve şişmanlık riskini tanımlamaktadır. BKİ’nin hesaplanabilmesi için vücut ağırlığı ve boy uzunluğu tekniğine göre ölçülür. Vücut ağırlığının (kg cinsinden) boy uzunluğunun(metre cinsinden) karesine bölünmesiyle hesaplanır.

BKİ= Vücut ağırlığı (kg) / boy uzunluğu (m)2   (Normal Değer: 18.50-24.99 )

Bakanlığımızca 2010 yılından itibaren güncellenerek yürütülen Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı 2019-2023 kapsamında daire başkanlığımızca toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmektedir.

Publish the Menu module to "offcanvas" position. Here you can publish other modules as well.
Learn More.